"Menfilikleri öğrenerek mücadele edeceğim gibi saf bir niyetle başlayıp... Dinî salâbet ve sadakati eski haline nazaran gevşemiş olanlar olmuştur." Bu konuda ölçü ne olmalı?
Değerli Kardeşimiz;
Üstad Hazretlerinin şu veciz ifadesi meseleye işaret eder mahiyettedir:
"Bâtıl şeyleri iyice tasvir, sâfi zihinleri idlâldir."(1)
Yani batıl ve yanlış fikirleri çürütürken, bu fikirleri etraflıca ve derinlemesine anlatmak, bu fikirleri daha önce hiç duymamış ve bilmeyen muhatabın zihnini bulandırır. Bir şekilde batılın propagandası ve reklamı yapılmış olur. Bu sebepten dolayı batıl ve yanlış fikirleri çürütürken ve yanlışlığını ortaya koyarken, etraflı ve derinlemesine tasvirden kaçınmak gerekir. Muhatabın hiç âlemine girmemiş şeyleri, âlemine sokmak yanlış olur.
Mesela, bir felsefi ekolün fikrini çürütürken, o ekolü önce etraflıca tanıtıp, fikirlerini güzelce tasvir edersek, muhatabımız o felsefi ekolün batıl ve esassız fikirlerini talim etmiş ve fikrini bulandırmış olur. Bazen de batılı güzelce tarif ettikten sonra, onu yeterince çürütecek ve tatmin edici bir cevap verilemez ise, o zaman muhatapta çok ciddi yaralar açılır ve şüpheler oluşabilir.
Risale-i Nur bu noktada çok güzel bir misaldir. Üstad Hazretleri hiçbir zaman batılı etraflıca tasvir etmemiştir. Sadece o fikri çürütüp, yanlışlığını ortaya koymuştur. Batılın reklamını ve propagandasını yapmamıştır. Hatta cevap çok kuvvetli, iddia ise çok sathi ve basit tasvir edilmiştir. Bu da muhataba itminan veriyor.
Hal böyle olunca, ehil olmayan ve iman hakikatlerini tam hazmetmemiş kimselerin menfi ve felsefi şeyler ile iştigal etmesi caiz değildir. İmam Gazali'nin ifadesi ile yüzme bilmeyen birisinin denize girmesi nasıl haramsa, felsefi ilimlerde derinliği olmayan birisinin de felsefeye dalması aynı şekilde haramdır. Lakin derinliği olan kimselerin bir maslahat için bakmasında ve okumasında bir mahzur yoktur.
(1) bk. Mektubat, Hakikat Çekirdekleri.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü