"Meselâ denizin dibindeki böceklere hiçten ve bütün yavrulara umulmadık yerlerden..." Hiçten, denizin dibindeki böceklere rızkın verilmesini izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Denizin içinde milyonlarca canlı yaşamakta, ama bunların beslenmeleri çok basit sebepler ile yapılıyor.
Denizlerde, fotosentez yapan üretici canlılar ile bu canlıları yiyerek beslenen küçük canlılar (planktonlar), onlarla beslenen küçük balıklarla birlikte rızıklarını diğer canlılardan temin eden yunus ve balina gibi büyük balıklar bulunur.
Balinaların çok küçük mikro organizma olan planktonlar ile beslenmeleri akılları hayrette bırakmaktadır. Üstadımızın “umulmadık yerlerden” ifadesi bu inceliğe işaret ediliyor. Normalde büyük balıkların büyük canlılar yemesi gerekir, ama onlar küçücük planktonlar ile besleniyorlar...
Denizin temeli ve esası tuzlu su ve kumdur, ama içinde envaı çeşit canlılar yaşamaktadır. Yani bu canlıların hayat şartları tuzlu su ve kumdan müteşekkildir. Denizdeki bütün canlıların rızıkları da bu basit ve tuzlu sudan temin ediliyor.
Allah, canlıların rızkını hiç umulmadık sade ve basit şeylerden gönderiyor. Toprak denizden daha basittir.
Rızıkların taşıyıcıları olan ağaçlar yerden çıkıyorlar, o taşıyıcıların içinden de rızıklar çıkıyor.
“Bu bîçare zayıf, nahif, kuvvetsiz hayvancıklar nasıl onların başı önünde, latîf gıdâ ile dolu iki tulumbacık takılmış. İki çeşme gibi, yalnız o kuvvetsiz mahlûk, onu ağzına yapıştırması kâfidir.” (Sözler, 22. Söz)
Nur Külliyatı’nın bir dersinde, memeler musluklara benzetilir.
İnsanlardan, ineklere, koyunlardan kedilere kadar bütün memeli hayvanları yavrularını emzirirken hayalen birlikte seyredelim. Bir şehirdeki merkezî su deposundan şehrin bütün evlerine su dağıtılması gibi, bütün memeler âlemine de gayb âleminden süt dağıtılmaktadır.
Suyu yapan ne musluklardır, ne de onların takılı oldukları apartman daireleri.
Süt yapmak Allah’a mahsus bir kudret mu’cizesidir. Anne; domates yer ondan beyaz süt yaratılır, koyun yeşil çimenlerde otlar onlardan yine süt yaratılır, kedi çöp bidonlarında ne bulsa yer, onlardan da süt yaratılır ve Hindistan cevizi topraktan su emer, o sudan da süt yaratılır. Demek ki, bütün sebepler birer perdedirler, “İş gören kudret-i Samedaniyedir.”
Her şeyin hazinesi Allah’ın yanında, her şey O’nun hikmetiyle tanzim edilmiş ve O’nun merhametiyle muhtaçların imdadına gönderiliyor. Ne güneş kendi yolunu görmek için ışık saçmakta, ne ağaçlar meyvelerini kendileri için vermekte, ne de dünya kendi işine koşmaktadır. Bunların hepsi, Allah’ın emriyle insanlara ve diğer canlılara hizmet etmektedirler.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
Hiçten ifadesini tamamen yoktan şeklinde değil basit ve önemsiz sebep olarak anlamak gerekir. Mesela küçücük organizmların koca balinalara gıda olması bir cihetle hiçten bir rızk oluyor.