"Mutaassıplara hücum eden Avrupa’nın kâselisleri, her biri yüz mutaassıp kadar meslek-i sakîminde mutaassıptır. Bunlardan birisi Shakespeare medhinde ettiği ifratı, şayet bir hoca o ifratı Şeyh Geylânî medhinde etseydi, tekfir olunacaktı." İzahı?
Değerli Kardeşimiz;
"Mutaassıplara hücum eden Avrupa’nın kâselisleri, her biri yüz mutaassıp kadar meslek-i sakîminde mutaassıptır. Bunlardan birisi Shakespeare medhinde ettiği ifratı, şayet bir hoca o ifratı Şeyh Geylânî medhinde etseydi, tekfir olunacaktı." (1)
Avrupa’yı dalkavukluk seviyesinde körü körüne taklit eden Batı budalası yazar ve çizerler, Müslümanları taassup ve gericilikle suçluyorlar. Oysa onlar kendi dalkavuk mesleklerinde daha tutucu daha körü körünedirler.
Mesela, bu dalkavukların Shakespeare düzdükleri aşırı övgüyü, bir Hoca Şeyh Geylânî’ye yapsa, onu bağnazlık ve tutuculukla suçlarlar. Yani aynı övgü Şeyh Geylânî’ye yapılınca gericilik, Shakespeare yapılınca ilericilik sayılıyor.
"Heyhat! Bunların neresinde millete muhabbet ve millet için hamiyet? Esefâ! Heyet-i içtimaiyeyi faaliyet ve harekete götüren çok ukde-i hayatiyelerden, bizde inkişafa başlayan yalnız fikr-i edebiyat, bahusus şâirâne, müfritâne, edepşikenâne, hodpesendâne olan fikr-i hiciv ve arzu-yu tahkirdir. وَلاَ يَغْتَبْ بَعْضُكُمْ بَعْضًا te’dib-i hakikîye karşı edepsizliktir ki, birbirine saldırıyor."(2)
Batı medeniyetini körü körüne taklit eden bu Asya münafıklarının millet sevgisi ve milliyetçi duyguları hep göstermelik hep yapmacıktır. Toplumsal hayatın gelişimine ve ilerlemesine sebep olması gereken edebi akımlar, özellikle şairane (şiirsel), müfritane (aşırıca), edepşikenâne (edep dışı), hodpesendâne yani bencilce bir dille ortaya konulan hakaret ve alay etme onların en bariz silahları olmuş.
Yani bu dalkavuk Batı hayranı sahte aydınlar, edebiyat ve onun kollarını milleti ihya ve uyandırmakta değil aşağılamak ve tahkir etmede kullanıyorlar. Bu ise millet için gayretli olmak demek olan hamiyetle ve millet sevgisi ile bağdaşmaz.
"Fakat millete ve İslâmiyete karşı olan târizat-ı zımniyelerini o kâselislerin yüzlerine çarpmakla beraber, onlar birbirine karşı dinsizcesine hiciv ve terzilleri ise, kimbilir belki müstehaktırlar düşünüp, deyip geçmekle iktifa ederiz."(3)
Bu dalkavukların millete ve İslam’a olan gizli düşmanlık ve itirazlarını yüzlerine çarpmakla beraber, birbirlerini iğneleyip birbirlerini alaya almaları da onların kendi kendilerine kestikleri bir cezadır ve onlar buna gayet müstahaklar.
Dipnotlar:
(1) bk. Sünûhat.
(2) bk. age.
(3) bk. age.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü