Sünuhat
İçerikler
-
"Ciddî bir alâkayla senin eskiden beri tekrar ettiğin 'Bir ışık var, bir nur göreceğiz.' diye müjdelerin tevili ve tefsiri ve tâbiri, sizin hakkınızda belki iman cihetiyle, âlem-i İslâm hakkında dahi en ehemmiyetlisi Risale-i Nur'dur." İzah eder misiniz?
-
"Tenkidât-ı ukalâ mahkemesinden tarih celp namesiyle celp olunsam, yine bu hakikatleri, tevessü ve inbisat ile çatlayan bazı yerlerini yamalamakla beraber,.." İzah eder misiniz?
-
"Elfazca zengin değilim, israfı da sevmem, teşrifatçı elfâzı beğenmem, icazımdan darılma." cümlesini izah eder misiniz?
-
"Kur’ân, sâlihatı mutlak, müphem bırakıyor. Çünkü ahlâk ve faziletler, hüsün ve hayır çoğu nisbîdirler. Nev’den nev’e geçtikçe değişir. Sınıftan sınıfa nâzil oldukça ayrılır..." İzah eder misiniz?
-
"Akıbet, ikaba delildir; hadsen onu gösteriyor. Mâsiyetin ekseriya dünyada olan âkıbeti bir emâre-i hadsiyedir ki, cezasında bir ikab vardır." İzah eder misiniz?
-
"Eğer şu umum muhtelif hususî tecrübeler nazara alınırsa, görünür ki, nokta-i iştirak yalnız tabiat-ı mâsiyettir ki, cezayı istilzam ediyor. Demek ceza, mâsiyetin lâzım-ı zâtîsidir." Lazım-ı zatiyi özellikle izah eder misiniz?
-
"Elbette, bu darda terettüp etmeyen, başka darda terettüp edecektir." cümlesindeki "dünyada terettüp etmeyen" ne demektir, bu kısmı açar mısınız?
-
"Bir nefer takımda, bölükte, taburda, fırkada birer rabıtası, birer vazifesi olduğu gibi; herkesin heyet-i içtimaiyede müteselsil revabıt ve vezaifi vardır. Halita şeklinde gayr-ı muayyen olsa, tearüf ve teavün olmaz." İzahı?
-
"Kudret-i ezeliye dehşetli bir faaliyetle âlem-i kesifi, âlem-i lâtife kalb ve zerrat-ı kâinatı hayattan hissedar etmek için, ednâ bir sebeple, bir bahaneyle kemâl-i ehemmiyetle hayatı verdiği gibi..." Devamıyla izah eder misiniz?
-
"Kesretin mebdei vahdettir, müntehâsı da vahdettir. Bu bir düstur-u fıtrattır." Buranın izahını misallerle yapar mısınız?
-
"Kudret-i ezeliyenin feyz-i tecellîsî ve eser-i ibdâı olan kâinattaki kuvvetten umum zerrata, her bir zerreye birer zerre-i câzibe halk ve ihsan ederek ve ondan kâinatın rabıtası olan müttehid, müstakil, muhassal cazibe-i umumiyeyi inşa ve icad.." İzah?
-
"Nasıl ki, zerratta reşahat-ı kuvvet olan cazibelerin muhassalası bir cazibe-i umumiye vardır..." cümlesinin izahını devamıyla birlikte yapar misiniz?
-
"İki adam rüyada lezaizin envaına cami bir bahçede geziyorlar. Biri rüya olduğunu bilir, ehemmiyet vermez. Diğeri ise yakaza bilir, hakiki mütelezziz olur..." İzah eder misiniz?
-
"Adalet-i izafiye, cüz’ü külle feda eder. Fakat muhtar cüz’ün sarihen veya zımnen ihtiyar ve rıza vermek şartıyla. Eneler nahnüye inkılâp edip mezci, cemaat ruhu tevellüt ederek, külle feda olmak için fert zımnen rızadâde olabilir." İzah eder misiniz?
-
"İstidad-ı fıtrinin hariçte derece-i kuvvetini izharla, mümkünü vaki suretinde göstererek, nefsi zecr eder." cümlesini devamıyla izah eder misiniz?
-
"Kaziye-i mutlaka, bazen külliye ve kaziye-i vaktiye-i münteşire, bazen daime suretinde görünür." cümlesini izah eder misiniz?
-
"Vehim, ebediyete ihtimal verdiğinden müphemde nefsi kandırır." Dünya hayatında bu nasıl olabilir?
-
"Bazı âyât ve ehadîs vardır ki; mutlakadır, külliye telakki edilmiş... Münteşire-i muvakkatadır, daime zannedilmiş... Mukayyede var, âmm hesab edilmiş." İzah eder misiniz?
-
"Sıfatın delaletinde şek var; imanın vücudunda da yakin var. Şek ise yakinin hükmünü izale etmez. Tekfire çabuk cüret edenler düşünsünler!" İzah eder misiniz?
-
"İhyâ, mânâ-yı zâhirî-yi mecazi itibarıyla, hasenatın gayr-ı mahdut tezauf düsturunu gösterir." cümlesini, devamındaki ayetle birlikte izah eder misiniz?
-
"Sun'î tasarrufat-ı beşeriye ise, fıtratta câri olan nevâmîs-i İlâhînin sereyanlarını keşif ile tevfik-i hareket edip, lehinde istimal etmektir." cümlesini izah eder misiniz?
-
"Melekûtiyet ciheti ise, mutlaka şeffafedir; teşahhusat karışmaz. O cihet vasıtasız Hâlıka müteveccihdir. Terettüp, teselsül yoktur. İlliyet, maluliyet giremez..." İzah eder misiniz?
-
"Kudret hem basit, hem nâmütenâhi, hem zâtî; mahall-i taallûk-u kudret hem vasıtasız, hem lekesiz, hem isyansızdır." Devamıyla izah eder misiniz?
-
"Sofiye meşrebinden kat-ı nazar, İslâmiyet vasıtayı red, delili kabul ve vesileyi nefiy, imamı ispat eder. Başka din vasıtayı kabul eder..." Devamıyla izah eder misiniz?
-
"Lâkayt Emevîlik, nihayet sünnet cemaate, salâbetli Alevîlik, nihayet Râfîzîliğe dayandı. Hem zâlime karşı miskinliği esas tutan Hıristiyanlık..." İzah eder misiniz?
-
"Hem mebdei, taassup derecesinde azîmet olsa, nihayeti müsaheleye, ruhsata taraftarsa, nihayeti salâbete müncer olur. Bir kısım Hanbelî, Hanefî gibi." Bu cümlelerin izahı nasıldır?
-
"Hatta en garibi, bir kısım mutaassıplar, mesleklerinin zıddına olarak, küffara karşı müsamaha dostluk ve lâkayt Jönler husumet ve salâbet taraftarı çıktılar..." İzah eder misiniz?
-
"İki âlim; bazen nâkısın oğlu kâmil, kâmilin oğlu nâkıs oluyor. Güya bakiyye-i iştiha ve şevki, tevarüsle velede geçiyor. Öteki kaza-i vatar ettiğinden, veledinden ilme karşı açlık hissini uyandırmıyor." İzah eder misiniz?
-
"Beşerde meyl-i teceddüd var. Halef selefi kâmil görse, tezyid eylemese, meylinin tatminini başka tarzda arar, bazen aksülâmel yapar." ifadesini izah eder misiniz, “tezyid eyleme” nasıl oluyor?
-
"Ene ve enaniyetin eşkâl-i habîsesi olan hodgâmlık, hodbinlik, hodendişlik, gurur ve inat o meyle inzimam etse, öyle ekberü'l-kebâiri icad eder ki, daha beşer ona isim bulmamış. Cehennemin lüzumuna delil olduğu gibi, cezası da yalnız Cehennem..." İzahı?
-
"Bir şeyin müteaddit esbabı olduğundan; olabilir, o câni sıfat da kalbin fesadından değil, belki hariç bir sebebin neticesidir." İzah eder misiniz?
-
"Bir şahs-ı muhteris, bir intikamla veya muntakim bir muhalefetle,.. Hasmın zulm-ü kâfiranesini, hayale gelemez cerbezeli tevillerle adalet sûretinde göstermek ister." İzah eder misiniz?
-
Kur'an'ın Hakimiyet-i Mutlakasını Nasıl Anlamalıyız?
-
"Vicdan lâkaytlığa alışır, cumudet peyda eder." ifadesinin geçtiği yeri yorumlar mısınız?
-
"Eğer zaruriyat-ı diniyede doğrudan doğruya Kur'ân gösterilseydi, zihin tabiî olarak müşevvik-i imtisal ve mûkız-ı vicdan ve lâzım-ı zâtî olan kudsiyete intikal ederdi..." İzah eder misiniz?
-
"Kitaplar, Kur’an’a tefsir olmak lazımken, başlı başına tasnifat hükmüne geçmişlerdir." Ne demektir?
-
"İbni Hacer'in ne dediğini anlamak maksadıyla değil. Bu ikinci tarik de zamana muhtaçtır." Zamana olan ihtiyaç ile birlikte açar mısınız?
-
"Umur-u mukarreredendir ki, efkâr-ı âmmenin bir şeye verdiği mükâfat, gösterdiği rağbet ve teveccüh, ekseriya o şeyin kemâline nisbeten değildir; belki ona derece-i ihtiyaç nispetindedir. Bir saatçinin bir allâmeden ziyade ücret..." İzah eder misiniz?
-
"Eğer cemaat-i İslamiyenin hacat-ı zaruriye-i diniyesi bizzat Kur’an’a müteveccih olsa idi, o Kitab-ı Mübîn, milyonlarca kitaplara taksim olunan rağbetten daha şedit bir rağbete, ihtiyaç neticesi olan bir teveccühe mazhar olur..." İzah eder misiniz?
-
"Hâlbuki cumhur-u avam, mezhepte imtizaç etmiş olan zaruriyatı, nazariyat-ı içtihadiyeden vâzıhan temyiz etmediğinden, sehven veya vehmen Tahtieyi filcümle teşmil edebilir. Bu ise, hatar-ı azîmdir." Burayı izah eder misiniz?
-
"Kur’an-ı Azîmüşşan layık olduğu mevki-i muallâyı bütün cihanda ihraz edecektir." İzah eder misiniz?
-
"Saltanatı sadaret, hilafeti meşihat temsil eder." cümlesini izah eder misiniz, şimdilerde bu vazife deruhte ediliyor mu?
-
"Sadaret üç mühim şûrâya bizzat istinat ediyor, yine kifayet etmiyor..." Devamıyla izah eder misiniz, "üç mühim şura" nedir?
-
"Meşihat-ı İslâmiye, yalnız İstanbul ve Osmanlılara mahsus değildir. Umum İslâma şâmil bir müessese-i celiledir. Bu sönük vaziyetle, değil koca âlem-i İslâmın, belki yalnız İstanbul'un irşadına da kâfi gelmiyor." Diyanetin hükmü neden tesirsiz kalıyor?
-
"Hâkim, ruh-u cemaatten çıkmış az mütehassis, sağırca, metin bir şahs-ı manevîdir ki, şûralar o ruhu temsil eder." Buradaki "sağırca" ifadesi ile ne kastedilmektedir?
-
"Şimdiki zaaf-ı diyanet ve şeair-i İslâmiyetteki lâkaytlık ve içtihadattaki fevzâ, meşihatın zaafından ve sönük olmasından meydan almıştır." Bu ifadeye göre insanımızın lakaydlığı, gayri müslimler gibi yaşamasının sebebi diyanetin liyakatsizliği midir?
-
"Sadaret, meşihat, iki cenahdır. Şu devlet-i İslâmiyenin bu iki cenahı mütesâvi olmazsa, ileri gidilmez. Gidilse de böyle bir medeniyet-i faside için mukaddesatından insilâh eder." İzah eder misiniz?
-
"Şûraya ihtiyaç şedittir. Merkez-i Hilafette tesis olunmazsa, bizzarure başka yerde teşekkül edecektir." İzah eder misiniz?
-
"Bir şey mâ vudia lehinde istihdam edilmezse, atalete uğrar, matlub eseri göstermez ... Dârü'l-Hikmeti'l-İslâmiyeyi, şimdiki âdi bir komisyon derecesinden çıkarıp..." İzah eder misiniz?
-
"Vehham olmamalıyız. Korkmakla din rüşvet verilmez. Dinin zaafiyeti bahanesine olan müzahraf medeniyete lânet!" İzah eder misiniz?
-
1335 senesini araştırdığımda Bursa'nın fethi olduğunu buldum. Lütfen bu tarihte hangi hadisenin üzüntüye sebep olduğunu açıklar mısınız?
-
"Manen rüya olan yakazada bulamadım. Hakikaten yakaza olan rüya-yı sadıkada bir ziya gördüm." Bu ifadeyi nasıl anlayabiliriz?
-
"Mukadderat-ı İslâm için teşekkül eden bir meclis-i muhteşem seni istiyor... Ey felâket, helâket asrının adamı,.." Ruhani mecliste kimler vardı, Üstada neden böyle hitap etmişler?
-
Bediüzzaman Hazretleri, bu zamanı "helaket ve felaket asrı" olarak nitelendirmiş. Buradan, günümüz insanlarının çoğu cehennemlik, çıkarımını yapmak yanlış mı olur? Helaketten anlaşılan bu değil mi?
-
"Musibet şerr-i mahz olmadığı için, bazen saadette felaket olduğu gibi, felaketten dahi saadet çıkar." Bu cümleye örnek verebilir misiniz?
-
"Harikalar asrındayız. İki-üç sene mevtten sonra meydanda dirilenler var." ifadesini nasıl anlamalıyız?
-
"Beşer esir olmak istemediği gibi, ecîr olmak da istemez. Galip olsaydık, hasmımız ve düşmanımız elindeki cereyan-ı müstebidaneye, belki daha şedîdâne kapılacak idik." İzah eder misiniz, cereyanlar nedir, kesin bulaşır mıydı?
-
"Meclisten biri dedi: 'Neden şeriat şu medeniyeti reddeder?' Dedim: Çünkü, beş menfi esas üzerine teessüs etmiştir..." Devamıyla izah eder misiniz?
-
"Nev-i beşere rahmet olan Kur’an, ancak umumun, laakal ekseriyetin saadetini tazammun eden bir medeniyeti kabul eder." İzah eder misiniz?
-
"Bedavette bir adam dört şeye muhtaç iken, medeniyet yüz şeye muhtaç ve fakir etmiştir. Say, masrafa kâfi gelmediğinden, hileye, harama sevk etmekle,.." İzah eder misiniz?
-
"Kurun-u ûlânın mecmu vahşetini, bu medeniyet bir defada kustu!" Buradaki "kusma" metaforunu açar mısınız biraz? Bozuk yiyecekten, mikroplu enfeksiyondan, aşırı bulantıdan kusar insan; dünyanın kusmasından ne anlamak lazım?
-
"Bir asıldan tev’em olarak neşet eden eski Roma ve Yunan iki dehâları, su ve yağ gibi mürur-u a’sâr ve medeniyet ve Hıristiyanlığın temzicine çalıştığı halde, yine istiklâllerini muhafaza, âdetâ tenasuhla o iki ruh..." İzah; buradaki "iki deha" kimlerdir?
-
"Şeriat-ı Ahmediyenin (a.s.m.) tazammun ettiği ve emrettiği medeniyet ise ki, medeniyet-i hazıranın inkişâından inkişaf edecektir." cümlesini nasıl anlayabiliriz? Çöküş olmadan inkişaf olamaz mı? Kaderi planda bunun hikmeti nedir acaba?
-
"Mağlûbiyetle ikinci cereyana takıldık ki, mazlumların ve cumhurun cereyanıdır. Başkalarından yüzde seksen fakir ve mazlumsa, İslâm'dan doksan, belki doksan beştir." İzah eder misiniz?
-
"Şark husumeti, İslâm inkişafını boğuyordu; zâil oldu ve olmalı. Garp husumeti, İslâmın ittihadına, uhuvvetin inkişafına en müessir sebeptir; bâki kalmalı." İzah eder misiniz?
-
"Ümitvar olunuz. Şu istikbal inkılâbı içinde, en yüksek gür sada İslâmın sadası olacaktır!" cümlesine göre; Müslümanlar dünyanın her tarafında savaş ve sıkıntı içerisindedir. İslamiyet nasıl galebe çalacak bizlere düşen vazife nedir?
-
"Musibet, cinayetin neticesi, mükâfatın mukaddemesidir. Hangi fiilinizle kadere fetvâ verdirdiniz ki, şu musibetle hükmetti? Musibet-i âmme ekseriyetin hatâsına terettüp eder. Hazırda mükâfatınız nedir?" İzah eder misiniz?
-
"Nefsimize acıdık, kefâreten beş sene oruç tutturdu. Ondan, kırktan yalnız biri, ihsan ettiği maldan zekât istedi. Buhl ettik, zulmettik, O da bizden müterakim zekâtı aldı." Çekilen sıkıntılar kılınmayan namazlara kefaret olur mu?
-
"Biri dedi: 'Bir âmir, hata ile felâkete atmışsa?' Dedim: Musibetzede mükâfat ister. Ya âmir-i hatâdarın hasenatı verilecektir..." İzah eder misiniz, buradaki şahıs kimdir?
-
"Bahusus, menfî iki cihet-i zaafla hariç cereyanın kuvvetine bir alet-i laya'kıl olur... Bahusus iki cihetle kuvveti, hariç cereyanın müspet ve zaafına inzimam etse, harici kendine âlet-i layeş'ur edebilir." İzahı, bir de "iki ciheti" nasıl anlayabiliriz?
-
"Eğer muharrik veya müreccih, siyasetçilik veya tarafgirlik ise, tehlikedir. Birincisi hatâ da etse, belki ma'fuvdur. İkincisi isabet de etse, mes'uldür." İzah eder misiniz?
-
"İki adam dövüşürler. Biri, zayıf düşeceğini hissederken, elindeki Kur’an’ı kaviye uzatmakla himayesini davet edip, kavi bir ele vermek lazımdır..." Bu misalden anlamamız gereken nedir?
-
"Evet, dine imale etmek ve iltizama teşvik etmek ve vazife-i diniyelerini ihtar etmekle dine hizmet olur. Yoksa “Dinsizsiniz” dese, onları tecavüze sevk etmektir..." Devamıyla izah eder misiniz?
-
"Ben tokadımı Antranik ile beraber Enver'e, Venizelos ile beraber Said Halim'e vurmam. Nazarımda vuran da sefildir." Burayı açar mısınız?
-
"Bizdekilerde hutut-u efkâr telâki için mütemayilen imtidada bedel, münharifen gittiğinden, nokta-i telâki vatanda, belki kürede görülmüyor." cümlesini izah eder misiniz?
-
"Acaba fikir dediğiniz şey -el’iyazü billâh- arzu olmasın?" Üstadımızın buyurduğu bu ifadeyi nasıl anlamalıyız?
-
"Rüya hacda sükût etti. Çünkü haccın ve ondaki hikmetin ihmali, musibeti değil, gazap ve kahrı celb etti. Cezası da keffâretü’z-zünub değil, kessâretü’z-zünub oldu." Rüyanın zeylini özetler misiniz?
-
"Fıtrî meyelan, mukavemet-sûzdur. Bir avuç su, kalın bir demir gülle içine atılsa, kışta soğuğa mâruz bırakılsa, meyl-i inbisat demiri parçalar." Seyit Onbaşı'nın durumu ile izah eder misiniz?
-
"Evet, şefkatli tavuk cesareti, hamiyetli keçi ıztırarî şecaati gibi fıtrî bir heyecan, demir güllede su gibi zulmün burudetli husumet-i kâfiranesine maruz kaldıkça her şeyi parçalar. Rus mojikleri buna şahittir." Açıklar mısınız?
-
"Şu zamanın medenî engizisyonu müthiş bir vesileyle, bazı ezhanı telkih ile bir kısım nâmeşru evlâdını vücuda getirip, İslâmiyete karşı kinini ve hiss-i intikamını icra eder..." Devamıyla izah eder misiniz? "Medenî engizisyonu" tabirinden ne anlamalıyız?
-
"Görenek gibi çok esbab ile tekessür eden hacat, zeminin kuvve-i nâbitesine sıkışmaz." cümlesini açıklar mısınız?
-
"Avrupa’nın darlığı ve deniz ve enharı olan vesait-i tabiiye-i münakale içinde dolaşması sebebiyle, tearüf ticareti, teavün iştirak-i mesaiyi intaç ettikleri gibi..." İzah eder misiniz?
-
"Hem de ilme istinatla devletlerinin teşekkülü, mütekabil kuvvetlerinin tesadümü, gaddarane istibdatlarının iz’âcâtı..." şeklinde devam eden pasajı açıklar mısınız?
-
"En hürriyetperver maskesini takan, (İ.G.) elini uzatıp arıyor. Nerede Hıristiyan bulsa hayat veriyor. İşte Habeş, Sudan. İşte Tayyar, Artuşi. İşte Lübnan, Huran. İşte Malsor ve Arnavut. İşte Kürt ve Ermeni, Türk ve Rum, ilâ âhir." İzah eder misiniz?
-
"Avrupa’ya şedit bir meftuniyet ve milletine karşı amik bir nefret hissiyle, kendini Avrupa’nın veled-i nâmeşruu gösterdiği gibi,.." İzah eder misiniz?
-
"Mutaassıplara hücum eden Avrupa’nın kâselisleri, her biri yüz mutaassıp kadar meslek-i sakîminde mutaassıptır. Bunlardan birisi Shakespeare medhinde ettiği ifratı, şayet bir hoca o ifratı Şeyh Geylânî medhinde etseydi, tekfir olunacaktı." İzahı?
-
"Bu milletin perişaniyetine, fazla cehaletten ziyade, nur-u kalb ile müterafık olmayan fazla zekâvet-i betra tesir etmiştir." cümlesinin izahını yapar mısınız?
-
"Bence en müthiş maraz asabîliktir. Zira her şeyi haddinden geçirmekle aksülâmel yaptırır." Burada bahsi geçen “asabilik” ne anlamda kullanılmıştır?
-
"Neme lazım ve nefsî nefsî dediren halet-i ruhiyeyi, bir temsille beyan edeceğim: Felekzede, perişan, fakat asil bir aşiretten bir cesur adamla, talihi yaver,.." İzah eder misiniz?
-
"Suret değişirse, kaziye bilâkis olur. Nasıl şimdiye kadar bidayetinde söylenildiği gibi, nerede Müslüman varsa, Hristiyana nispeten bedevî, medeniyete karşı müstenkif ve soğuk davranır ve kabulünde ıstırap çeker, suret değişse başkalaşır." İzahı?