"Nefiy, kesif bir harfin medlûlüdür. Devam ise, cümle-i ismiyenin heyet-i hafifesinden istifade edilen bir mânâdır. Binaenaleyh, kesif kesife, yani nefiy, imâna daha karibdir." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Nefiy, kesif bir harfin medlûlüdür.” Yani nefiy mefhumu “Mâ” harfi gibi (bizzat mürekkeple yazılan, bir zeminde yer tutan ve dille talaffuz edilen bir edatın ürünüdür. Bu özelliklere sahip olan “Mâ” harfi, -diğer kelime ve harfler gibi- kesafeti / yoğunluğu olan bir edattır. Yazılımında göze, okunuşunda kulağa hitap eden ve bu yoğunluğuyla -cümlenin heytinden anlaşılan mefhumun devamından ziyade- kendisinin en açık özelliği olan mutlak nefyin varlığına dikkat çekmektedir.
”Devam ise, cümle-i ismiyenin heyet-i hafifesinden istifade edilen bir mânâdır.”: Yani devamlılık mefhumu, (kesafetiyle bir yer işgal eden ve aynı yerde kalmaya mahkum olan) “Mâ” harfinden anlaşılmaz. Çünkü, devamlılık değişik zaman dilimlerini ihtiva eden süreklilik özelliğine sahiptir. Bu ise (kesif / yoğunluğu olan “Mâ” gibi bir edattan değil), ancak isim cümlesinin heyet-i mecmuasından akla yansıyan, -sabit bir harfin (veya kelimenin) malı olmayan- ve buhar gibi hafifliği olan bir muhtevanın tasavvurundan anlaşılır.
”Binaenaleyh, kesif kesife, yani nefiy, imâna daha karibdir." ifadesi, asıl manayı değil, açıklamalı bir lazım-ı manaya göre yapılmış bir tercümedir. Arapça metnindeki ifadenin asıl manası şu olsa gerektir: ”Binaenaleyh, ‘Mâ’nın manası olan nefiy / olumsuzluk mefhumu, cümlenin heyetinden anlaşılan devamlılık manasından daha derin / daha kuvvetli, daha köklü ve ilişkili olduğu hükme daha yakındır.”
(Buradaki hükümden maksat “imanın olmaması”na dair yargıdır. Buna göre, söz konusu cümleden kayıtsız-şartsız “imanın olmadığının” anlaşılması, bir kayda bağlı olarak “imanın devamlı olarak olmayacağının” anlaşılmasından daha kuvvetli ve daha açıktır. Bu sebeple, heyet-i mecmuasıyla devamlılığı gösteren isim cümlesinin kullanılması tercih edilmiştir)
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü