"Nev-i beşerin sosyalist tabakasıyla burjuvalar taifesinin mahkeme-i kübrâlarında açılan dâvâlarından çok mühim öyle bir dâvâ açılmış..." Buranın geçtiği yeri izah eder misiniz?

Değerli Kardeşimiz;

"Diyor ki: Evet, bu Cihan Harbinden daha büyük bir hakikat ve daha âzam bir hadise hükmettiği için, şu Cihan Harbi ona nisbeten çok ehemmiyetsiz düşüyor. Çünkü, bu Cihan Harbinde iki hükûmet küre-i arzın hakimiyeti için mürafaa ve muhakeme dâvâsında bulunmaları içinde iki muazzam dinin musalâha ve sulh mahkemesine barışmak dâvâsı açılarak ve dinsizliğin dehşetli cereyanı da semavî dinlerle mücahede-i azîmesi başladığı hengâmda, nev-i beşerin sosyalist tabakasıyla burjuvalar taifesinin mahkeme-i kübrâlarında açılan dâvâlarından çok mühim öyle bir dâvâ açılmış ve öyle muazzam bir hakikat meydana çıkmış ki, o dâvânın tek bir adama isabet eden miktarı bu Cihan Harbinden daha büyüktür."(1)

Her insanın başında, imanla kabre girip girmeme gibi büyük bir dava varken, siyasî açıdan bir hükümetin diğer hükümetlere galip gelip dünyaya hâkim olma davası çok basit ve sönük kalır. Kuru hâkimiyet davası, asla iman davasından mühim olamaz.

Hassaten, dinsizliği kendine program edinmiş sosyalist anlayış insanları inkâr ve küfre sürüklerken, Allah’a ve ahirete iman etmiş semavî din mensuplarının kuru hâkimiyet davasına kendini kaptırıp asıl tehlike olan sosyalizme karşı müşterek bir tavır geliştirememeleri vahim bir durumdur.

Ne hükümetlerin kuru hâkimiyet davası ne de emek-sermaye çarpışması iman davasının önüne geçemez, ondan daha büyük ve daha mühim olamaz. İnsan için en öncelikli ve en mühim mesele, imanla kabre girme davasıdır.

Üstadımız, Cihan harbinden daha mühim olan bir meseleyi ve büyük davayı idrak ettiği için, bütün kuvvetini ve himmetini iman davası üzerine teksif etmiş, siyasî ve iktisadî boğuşmaların cazibesine kapılmamıştır.

(1) bk. Sikke-i Tasdik-i Gaybî, ...Parlak Mektuplar.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü