"O sekizden üç tanesi, İmam-ı Ali’nin Radiyallahu Anh, üç keramet-i gaybiyesiyle Risale-i Nur’dan haber vermiş." İzah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Üstadımız ahir zaman gibi felaket ve helaket asrında hizmet ettiğinden, bu asrın idrakine ve ihtiyaçlarına uygun eser telif etmesi gerekirdi. İşte bir insanın aklı ve zekâsıyla bu asrın maddî ve manevî sıkıntılarını defedecek bir eseri yazması elbette mümkün değildir. Bu nedenle Risalelerin birinci üstadı ve mesnedi olarak Kur'an karşımıza çıkar ki, her meselesini Kur'an’a uygun ve münasip kaleme almıştır.

Ayrıca dinimizin ikinci kaynağı ve dinin âdeta sahibi olan Hz. Peygamberin (asm) hadislerinden ve sünnet-i seniyyesinden istifade ederek ve ona sığınarak bu noktada muzaffer ve muvaffak olmuştur.

Bundan sonra geçmiş evliya ve âlimlerin de himmetini alarak yoluna devam etmiş, onların manevî himmetlerinden ve feyizlerinden istifade etmiştir. Bunların başında da ilmin kapısı olan Hz. Ali Efendimiz (ra) olup, sonrasında Gavs-ı Azam Hz. Abdulkadir Geylani, Hz. İmam Gazzali, İmam-ıRabbanî gibi ilim ve tasavvuf kahramanlarından ders ve feyiz almıştır. Bunu da kitaplarında açıkça ifade etmekten imtina etmemiştir.

Kur'an’ın, hadislerin, İmam-ı Ali'nin, Abdulkadir Geylani'nin de kendisine himmet ettiklerini ve ahir zamanın bu büyük ve mukaddes hizmetlerini işarî ve remzî bir tarzda (tam açık değil, işaret ve alametlerle) desteklediklerini ve manevî himmet ettiklerini ifade eder.

Meselemize gelirsek, bir hadisi şerifte buyuruluyor ki; "Ben ilmin şehriyim ona Ali kapısından giriniz." (1) Peygamber Efendimizin (asm) yetiştirdiği her sahabe onun davasının farklı gayelerini ortaya koymuştur.

Hz. Ali (r.a) de Peygamber Efendimizin (asm) ilmî varisidir. Hassaten rumuzlu ve sırlı meseleler, istikbale taalluk eden meseleler hususunda İmam-ı Ali (r.a) biraz daha öne çıkmıştır. Çünkü İslam davası ilmî ve manevî açıdan Ehl-i beyt üzerinden kıyamete kadar devam edeceğinden, bu neslin başlangıcı olan Hz. Ali'ye (ra) bu hakikatlerin ve malumatların geçmesi normaldir.

"... Hz. Ali diyor: 'Ben Cebrail’in şahsını yalnız alâimü’s-sema suretinde gördüm. Sesini işittim, sahifeyi aldım, bu isimleri içinde buldum.' diyerek, bu İsm-i Âzamdan bahs ile bazı hadisatı zikirden sonra tahdis-i nimet suretinde diyor ki:

فَكُلُّ مَعْنًى مِنْ عُلُومٍ فَاخِرَةٍ - مِنْ مَبْدَإِ الدُّنْيَا لِيَوْمِ اْلاٰخِرَةِ
قَدْ صَارَ كَشْفًا عِنْدَنَا عَيَانًا - وَكُلُّ ذِى شَكٍّ غَدَا مُهَانًا

yani 'Evvel-i dünyadan kıyamete kadar ulum ve esrar-ı mühimme bize meşhud derecesinde inkişaf etmiş, kim ne isterse sorsun, sözümüze şüphe edenler zelil olur.'..."(2)

Buradan da anlaşılacağı üzere, gayb ilmi ile alakalı meselede İmamı Ali (r.a) bir anahtar ve sırlar hazinesidir. Celcelutiye isimli bu eser hakikatlerin bizim zamanımıza kadar ulaşmış bir vesikası ve delilidir. Ancak bu eser başta Süryani lisanı olmakla beraber, çok çeşitli tercümeleri olduğundan, her meseleyi elimizdeki tercümelerden ve eserlerden bulamayabiliriz.

Bu mevzuda bizim için delil ve hüccet olacak zat, Üstadımızdır. Üstadımız bir mesele naklettiğinde ona menba ve me’haz sormak abesle iştigaldir. Çünkü her ilmin delili, hücceti, kaynağı ve menbaı hükmünde olan zevat olduğu gibi; bu hakikatleri nesilden nesile nakleden mukallitler de vardır. Kaynak ve senet mukallitlere sorulur.

Mesela, İmam-ı Azam’ın naklettiği fıkhî meselelere -her ne kadar delilli ve ispatlı konuşsa da- menba ve kaynak sorulmaz. Çünkü Cenab-ı Hakk'ın ona vermiş olduğu fıkıh sahasındaki içtihad böyle icab ettirir. Bu hususta İmam-ı Azam kaynaktır, hüccettir. Ondan nakledilenler hususunda kaynak sorgulanabilir.

İmam-ı Gazzalî’nin "hüccetül İslam" olması; kendi sahasında kaynak olması manasınadır. İşte asrımızda Üstadımızın naklettiği meseleler hususunda kaynak aramak Üstadımızı mukallitler grubuna sokar. Hâlbuki 6.000 küsur sayfalık Risale-i Nur Külliyatı orijinaldir. Orijinal bir esere kaynak sorgulaması ile yaklaşmak bu zatlara karşı hürmeti kırar.

Üstadımız Risale-i Nur'un çeşitli yerlerinde Hz. Ali'nin hem Risale-i Nur'la, hem Nur talebeleri ile ve hem de kendi zatı ile alakalı naklettiği hakikatlere biz teslim oluruz. Zira bunları araştırmak ve endişe ile yaklaşmak Üstadımızı sorgulamak manasına gelir. Sorgulayacakların da keyfiyeti en az Üstadımız kadar olacak ki bu hakkı isteyebilsinler.

Celcelutiye de Hz.Ali'nin Risale-i Nura ve hassaten Ayetü'l-Kübra ve Asa-yı Musa gibi eserlere daha açık ve sarih olarak işaret etmesi ve haber vermesi, Muazzez Üstadımız'ın müşahedesi ve ifadeleri ile kesindir. Bu meselelerde misalleri çokça verebiliriz. Ancak Yedinci Şua yani Ayetü'l-Kübranın başında geçen şu paragraf bu meseleye gayet güzel ve kuvvetli bir delil olabilir:

"... bu risalenin öyle bir ehemmiyeti vardır ki; İmam-ı Ali keramet-i gaybiyesinde bu Risaleye Ayetü'l-Kübra ve Asa-yı Musa namını vermiş. Risale-i Nur'un risaleleri içinde buna hususi bakıp nazar-ı dikkati celbetmiş.HAŞİYE"

"HAŞİYE: Evet, İmam-ı Ali’nin (r.a.) Âyetü’l-Kübrâ hakkında verdiği haberi, tam tamına Denizli hâdisesi tasdik etti. Çünkü, bu risalenin gizli tab’ı, hapsimize bir vesile oldu. Ve onun kudsî ve çok kuvvetli hakikatının galebesi, beraat ve necatımıza ehemmiyetli bir sebep oldu. Ve İmam-ı Ali (r.a.) keramet-i gaybiyesini gözlere gösterdi ve hakkımızdaki وَبِاْلاٰيَةُ الْكُبْرٰى اَمِنِّى مِنَ الْفَجَتْ duasının kabulünü ispat etti."(3)

Bu ve buna mümasil ihbarlar nev’inden çok meseleler Şualar'da, Sikke-i Tasdik-i Gaybi'de ve hassaten Osmanlıca Lem'aların bazı mühim Risalelerinde mevcuttur.

İlave bilgi için tıklayınız:

- Risâle-i Nûr’da bir çok yerde bahsi geçen Hazret-i Ali’nin (ra) nazmettiği Celcelûtiye hakkında bilgi verir misiniz? Celcelûtiye nedir? Nasıl bir eserdir? Kime dayanır?
- "Evvel-i dünyadan kıyamete kadar ulum ve esrar-ı mühimme bize meşhud derecesinde inkişaf etmiş, kim ne isterse sorsun, sözümüze şüphe edenler zelil olur." cümlesinin kaynağı nedir?

Dipnotlar:

(1) bk. el-Camiu's-Sağir 1/415, Sevaiku'l-Muhrika 73; Tehzibu't-Tehzib 6/320; Müstedrek-i Hâkim 3/126.
(2) bk. Sikke-i Tadik-i Gaybi, On Sekizinci Lem'a.
(3) bk. Şular, Yedinci Şua.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yükleniyor...