"Radyumvari o madde-i Kur’anî ışığıyla sezmiştim. İşte, gözüne aydın! Ziyadar âleme çıktık. Bak şu zemin-i pür-nâzı..." cümlesinde "radyumvari" ibaresinin anlamı ve konuyla olan münasebeti nedir?

Değerli Kardeşimiz;

"Radyumvari o madde-i Kur’anî ışığıyla sezmiştim. İşte gözüne aydın! Ziyadar âleme çıktık, bak şu zemin-i pür-nâzı..." (Sözler, Lemeât, Fâtiha’nın Ahirinde İşaret Olunan Üç Yolun Beyanı.)

Öncelikle radyumu tanımaya çalışalım:

"Radyum"

"1898 yılında Fransız fizikçileri Pierre Curie ve eşi Marie Curie tarafından bulunan, atom numarası 88, atom ağırlığı 226,05 olan, 700 °C de eriyen, soğukta suyu ayrıştıran, ışın etkinliği çok bir element. Kısaltması 'Ra' dır. Bu element doğal bir element olmayıp sonradan kimyasal yollarla bulunmuştur. Çok az miktar kullanılması gereken bir madendir. Radyumu tedbir almadan kullanmak teklikelidir; çünkü sürekli olarak içe işleyen öldürücü ışınlar çıkartır; radyumun bu özelliğine 'radyoaktiflik' denir."

"Pierre ve Marie Curie bir uranyum filizi olan 'pekblend' üzerinde çalışırken, bu madenden 900 defa daha radyoaktif bir cismin varlığını tespit ettiler. Buna 'radyum' adını vermişlerdir. On iki yıl sonra Pierre ve Marie Curie, bir ton 'pekblen'di büyük bir sabırla işledikten sonra, birkaç desigramlık saf radyum elde etmeyi başarmışlardır." (Vikipedi web sayfasından alınmıştır; erişim: 02.5.2023/09:55.)

Radyum, maddenin içine nüfuz edebilen kimyevî bir elementtir. Üstad Hazretlerinin "radyumvâri" (radyum gibi) tabiri, Kur’an nazarının kâinatın bütün inceliklerine nüfuz eden latif yapısına işaret için söylediği bir teşbihtir. Yani radyum nasıl kesif maddelerin içine nüfuz edebiliyorsa, Kur’an da aynı şekilde insanın aklı ile giremediği ve çözemediği şeylere girip çözüyor ve en gizli ve kapalı şeylerini bile keşfediyor, manasında kullanıyor.

Radyum bedenin içine nüfuz ettiği gibi, Kur’an'dan gelen iman da kalplere nüfuz ediyor.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü