Risale-i Nur'un mükemmel bir psikolog olduğunu biliyorum. Bunun yanında alanım psikoloji olduğu için, ilgili kitapları zevkle okuyorum. Bazı çevreler tarafından Risale-i Nur'a kanaat etmem gerektiği söyleniyor. Bu konuda tam ölçümüz ne olmalıdır?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Evvela, Risale-i Nurların haricinde kitap okumak, Risale-i Nurlara olan sadakate zarar vermez. Şayet, ben Risale-i Nurlardan tatmin olmadım, onun yerine şunları okuyalım, denilirse o zaman sadakate zarar verir. Bunun dışında hiçbir kitabı okumak sadakate zarar vermez.

İkincisi, sadakat ile mukallitlik aynı şey değildir. Risale-i Nurların sadık bir mukallidi olmak yerine, Risale-i Nurlara sadık bir mütehakkik olmak daha güzeldir.

Üçüncüsü, Risale-i Nurların dışında başka kitap okunmaz, diyenler iki kesimdir. Birinci kesim mutaassıp ve tutuculardır. Yani taassup ve taklit eseri olarak farklı kaynaklara yabani bakan müptedilerin ruh halidir.

Bir de iyi bir niyet ile nazarların dağılmaması için Risale-i Nurlardan başka kaynaklara yabani bakanlar var. Bunlar, bu zamanda her şeyin temeli ve esası olan imanı tehlikede gördükleri için, haklı olarak bütün dikkat ve nazarların imanı kurtaran Risale-i Nurların üstünde olmasını istiyorlar ta ki, nazarlar dağılmasın, iman hizmeti sekteye uğramasın. Böyle bir mülahaza ile farklı kaynakları men etmek kısmen doğru olabilir.

Öyle ise Risale-i Nurları eksik ve yanlış gördüğünden dolayı değil, sırf daha iyi anlamak ve kuvvet vermek amacı ile başka kaynaklara bakmak da bir sakınca olmasa gerek. Nitekim Risale-i Nurların bir çok yerinde bir çok kaynaklar referans olarak bizzat Üstad Hazretleri tarafından veriliyor. Hal böyle iken farklı kaynaklara yabani bakmak, Risale-i Nurların kabul ettiği bir bakış açısı değildir.

Dördüncüsü, Risale-i Nurların alanı imana dair konulardır. Bunun dışında kalan bir çok ilim dalını mecburen başka kaynaklardan talim edeceğiz. Risale-i Nurları her noktada kafi görmek ve farklı kaynakları men etmek cahillik olur.

Mesela, Risale-i Nurlarda namazın nasıl kılınacağı anlatılmaz, zekat kimlere verilir, kimlere verilmez, neden ne kadar verilir, bunlar anlatılmaz. Bunları öğrenmenin yolu fıkıh kaynaklarıdır

Yine farklı bir mülahaza ile meseleye şöyle bakabiliriz:

Risale-i Nur'un haricindeki İslami kaynaklarda imana ve Kur'an'ın inceliklerine dair meseleler dağınık ve zamanlarının ihtiyacına göre şekillenmiş ve ona göre tarif edilmiştir. İmani mevzular ayrı ayrı ve teknik tariflerle ehil olanlara izah edilmiştir. Her bir alim bir meseleyi eserinde güzelce tarif etmiş, ama tarif temsil ve teşbih ile avamın idrakine hitap etmediği için istifade umumi değil hususi kalmış.

Mesela, kader konusunu Sadı Taftazani elli sayfalık izah ile havassa tam anlatmış, ama avam istifadesiz kalmış. İmam Gazali çok güzel telifatlar ile felsefeye derin darbeler vurmuş, ama bu telifatlardan sadece ehil olan ulema istifade ediyor. Bu yüzden bu zamanda bütün İslami kaynaklara tam vukufiyet ve tam mesai mümkün olmadığı için, sorunları çözmekte zorlanılıyor ve tam itminan sağlanamıyor. Bu da biraz bu zaman şartlarının müsaadesizliği, biraz o eserlerin kendi döneminin şartlarına göre yazılması, biraz da havassa hitap etmesi gibi sebeplerden dolayı zamanın ihtiyaçlarına tam cevap veremiyor.

Ama yine de imana dair konuları, Kur'anî incelikleri Risale- Nur’dan başka hiçbir alim ve evliya halledememişler, ifade edememişler demek, hem Risale-i Nur'a hem de hakikate zıt bir görüştür. Risale-i Nur'un diğer eser ve kaynaklardan farkı, o kaynaklarda dağınık ve hususi olan imani ve Kur'anî meseleleri Risale-i Nur temsil ve teşbihlerle toplayıp herkesin anlayacağı seviyeye indirmesidir.

Aynı zamanda günümüz meselelerine de ışık tutması, Risale-i Nur'u daha tesirli ve parlak yapmıştır. Risale-i Nur temsil ve teşbih dürbünü ile en derin ve dağınık meseleleri, en avam insanın idrak edebileceği bir kıvama getirmiştir.

Sair kaynaklar hususi insanlara hitap ederken, Risale-i Nur umuma hitap ediyor. Mesela, İbni Arabi gibi zatlar, "Bizim eserleri anlamak için bizim makamımıza çıkmak lazımdır." diyor. Ama Risale-i Nur ise her makam ve mevkideki insana yalnız kulağını ve gözünü aç diyor, başka şart istemiyor.

Risale-i Nur'un dışındaki diğer İslami eserler ve kaynaklar da Kur'an’ın malıdır, bizim iftihar tablomuzdur, onları eleştirmek ve kıymetsiz görmek çok yanlış olur. Kendi meslek ve meşrebimizi yüceltmek, başkalarını yermekten ve kıymetsiz görmekten geçmez. Risale-i Nurlar ortada yokken, İslam’ın sancağını onlar taşımış ve dünyaya İslam’ın parlaklığını onlar ilan etmişler. Sonra bayrak ve sancak Risale-i Nurların eline geçmiştir. Bu bir bayrak yarışı gibidir, biri diğerine rakip değil, dost ve kardeştirler. Meseleye bu şekil bakmak daha uygun olur kanaatindeyiz.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

dr karaman
ben Risale_i Nur dan başka kaynak okuyamaz oldum...okumak ta istemiyorum açıkçası...diğer kaynaklar zevk vermiyor...çok açık yazılsa bile risalelerden aldığım hazzı alamıyorum...risalelerde farklı bi efsun var...insanın okudukça okuyası geliyor...her okuduğumda farklı bi yön daha anlayabiliyorum...bence Risale-i Nur okumak ellerinle toprağı kazmak ve orada saklanmış yakut,inci,pırlantaları vs bulmak gibi bişey...belki mutaasıp kesime giriyorum ama risalelerden sonra ne okusam beni doyurmuyor...elhamdülillah ben mürşidimi buldum...
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.

BENZER SORULAR

Yükleniyor...