Sahib-i Kâinatın ismini alan kimselerin, “her hadisatın karşısında titremeden kurtulması” her zaman olmuyor. O halde kâinat sahibinin ismini almayı nasıl anlayacağız?
Değerli Kardeşimiz;
"Besmeleyle başlanan bir işin, mutlaka muvaffakiyetle neticeleneceği" şeklinde bir hüküm vermek yanlış olur. Ama mutlaka hayırla neticeleneceği rahatlıkla söylenebilir.
Üstad'ın “Esbaba teşebbüs bir dua-yı fiilîdir.”(1) sözünü hatırlayalım. İnsan başarı için gerekli sebepleri yerine getirdiğinde kendine düşen vazifeyi yapmış olur. Neticeyi yaratmak Allah’ın hikmetine bağlıdır. Bir işe besmele ile başlayan kişi, muvaffakiyetin Allah’tan olduğunun, “her hayrın O’nun elinde” bulunduğunun şuuru içinde, kendine düşen vazifeleri eksiksiz yerine getirir ve neticeye karışmaz. İşin şöyle veya böyle neticelenmesi onun kalbini fazla meşgul etmez, “hâdisatın karşısında titremeden kurtulma” ancak böylece gerçekleşir.
Besmelenin kısaca manası “Rahman ve Rahîm olan Allah’ın ismiyle” demektir. Bilindiği gibi Rahmân dünya nimetlerine Rahîm ise ahiret nimetlerine daha fazla bakar. Buna göre besmele çeken kişi, dünyevî ve uhrevî bütün işlerinde Allah’a sığınmış, yardımı O’ndan dilemiş, başarıyı O’ndan beklemiş oluyor. Bu ruh haleti başlı başına bir zikirdir; yani Allah’ı hatırlamadır ve bir ibadettir.
Allah ism-i celâli, bütün isimlere ve sıfatlara delalet ettiğinden “besmele”ye, yapılan işin mahiyetine göre ayrı manalar verilir. Eğer şifa için ilaç içmişseniz, besmele çekmeniz, “Şâfi ancak Allah’tır, O’nun ismiyle başlıyorum ve O’ndan şifa diliyorum.” manasına gelir. Eğer tohum ekmişseniz, “Rezzak ancak Allah’tır, O’nun adıyla başlıyorum ve rızkı O’ndan talep ediyorum.” manasına gelir.
O halde, besmele çeken kişi dünyada beklediği neticeye varsın veya varmasın Allah’ı hatırlamakla, O’na güvenmekle kalp huzurunu ve ruh rahatını peşinen kazanmış olur. Ayrıca besmele çekerek O’nu hatırlamakla da bir zikir yapmış olur.
(1) bk. Sözler, Yirmi Üçüncü Söz.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü