"Senin üzerine haktır ki, her söylediğin hak olsun. Fakat her hakkı söylemeye senin hakkın yoktur." ile "Hakkı tanıyan, hakkın hatırını hiçbir hatıra feda etmez." cümlesi nasıl telif edilebilir?
Değerli Kardeşimiz;
İnsanın her söylediği hak ve doğru olmalıdır; ama her hak ve doğruyu her yerde ve herkese söylemek, makamın ve zamanın müsaitsizliği yüzünden, doğru olmayabilir.
Hak ve doğru, zatı itibari ile her zaman hak ve doğrudur. Ama hak ve doğruların vasıtaları bazen batıl ya da mutedil olmayabilir. Üstad Hazretleri bu ibarelerde vasıtalara işaret ediyor. Yani hak ve doğrunun söylenme zamanı ve mekanı da hak ve mutedil olması gerekir. Yoksa Üstad Hazretleri hak ve doğruyu söylemenin kendisini kastetmiyor, sadece doğru an ve mekanı kastediyor. Çünkü "Usul, esastan mukaddemdir." ifadesi, İslam'ın ve hikmetin bir düsturu olmuş, esası usulüne göre vermediğin takdirde esasın da bozulacağının dersini veriyor.
Mesela, bir evladın babasına evlatlık konumunu unutarak bazı hak ve doğruları yüzüne sert ve üslupsuz bir şekilde söylemesi, doğru ve hak bir tavır ve usul değildir. Söyledikleri hak ve doğru olabilir, ama konumsuz ve usulsüz bir tarz ile söylemesi doğru ve hak değildir. Bazı doğrular vardır ki bu doğrular yerli yerinde söylenmediği zaman, faydadan çok zarar verir. Bu doğruları söylemek için uygun makam ve mekan lazımdır.
Kör olan bir adama "Hey kör!.." diye hitap etmek belki doğrudur, ama üslup doğru olmadığı için bu doğru, karşıdaki insanı rencide eder. Buna benzer örnekler çoğaltılabilir.
"Evet, hakkı tanıyan, hakkın hatırını hiçbir hatıra feda etmez. Zira, hakkın hatırı âlidir; hiçbir hatıra fedâ edilmemek gerektir."(1)
Burada ise hakkın hatırının bütün hatırlardan üstün ve yüksek olduğu vurgulanıyor. Yani hakkın hatırı ile bir başkasının hatırı çakışırsa, ikisinden birisini tercih etmek gerekirse, elbette hakkın hatırı daima faik ve önceliklidir, denilmek isteniyor. Yoksa hakkı, hatır kırarak söylemenin meşru odluğu ifade edilmiyor. Şayet iki hatırdan birisinin tercih edilmesi kaçınılmaz ise, bu hatır elbette hakkın hatırıdır.
Bu sözde hakkın üstünlüğü ifade edilirken, ilk sözde hakkın doğru ve hak bir metot ile ifade edilmesi gerektiği vurgulanıyor. Dolayısı ile iki söz arasında bir zıtlık ve çelişki bulunmuyor.
(1) bk. Münazarat, Sualler ve Cevaplar.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
"Evet, hakkı tanıyan, hakkın hatırını hiçbir hatıra feda etmez. Zira, hakkın hatırı âlidir; hiçbir hatıra fedâ edilmemek gerektir."
Allahı kırmamak lazım dedim.
Bir arkadaşıma bu cümleyi söylediğimde 'Allah insan gibi midir, hatırı var diyorsun.
Nefsim şununla tatmin oldu:
İslami sınırlar, Allahın hatırıdır.
Hem nasılki lezzet-i mukaddeseden bahsediyoruz, o zaman mukaddes hatırdan da bahsedebiliriz.