"Neden hüsn-ü zannımıza sû-i zan edersin?" Burada kime karşı "hüsnüzan" duyulmaktadır?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

“Neden hüsn-ü zannımıza su-i zan edersin?” ifadesindeki hüsnüzan, o zamanda Üstad Hazretleriyle konuşan zatların Üstad Hazretlerine duyduğu hüsnüzandır. "Sözü ben söylesem de mihenge vurun, her sözün kalbinize girmesine yol vermeyin." ifadelerine mukabil, "Buna gerek yok, sen zaten şöyle şöyle icraatlarla rüşdünü ispat etmişsin." manasındaki ifadelerle “Neden hüsn-ü zannımıza su-i zan edersin?” denilmiş. Bunu çözebilmek için biraz geriden okuyarak meseleye şu şekilde bakabiliriz:

"Sual: Efkârı teşviş eden, hürriyet ve meşrutiyeti takdir etmeyen kimlerdir?"

"Cevap: Cehalet ağanın, inat efendinin, garaz beyin, intikam paşanın, taklit hazretlerinin, mösyö gevezeliğin taht-ı riyasetlerinde, insan milletinden menba-ı saadetimiz olan meşvereti inciten bir cemiyettir."

"Benî beşerde ona intisap eden, bir dirhem zararını bin lira milletin menfaatine fedâ etmeyen, hem de menfaatini ızrar-ı nâsta gören, hem de muvazenesiz, muhakemesiz mânâ veren, hem de meyl-i intikam ve garaz-ı şahsîsini feda etmediği halde mağrurane millete ruhunu feda etmek dâvâsında bulunan, hem de beylik veya tavâif-i mülûk mukaddemesi olan muhtariyet veya istibdad-ı mutlak mânâsıyla bir cumhuriyet gibi gayr-ı mâkul fikirlerde bulunan, hem de zulüm görmüş, kin bağlamış, hürriyet ve meşrutiyetin birinci ihsanı olan af ve istirahat-i umumiyeyi fikr-i intikamına yediremediğinden, herkesin âsâbına dokundurmakla, ta heyecana gelip terbiye görmekle teşeffi isteyenlerdir."

"Sual: Neden bunların umumuna fena diyorsun? Hâlbuki hayırhâhımız gibi görünüyorlar."

"Cevap: Hiçbir müfsid ben müfsidim demez. Daima sûret-i haktan görünür. Yahut bâtılı hak görür. Evet, kimse demez ayranım ekşidir. Fakat siz mihenge vurmadan almayınız. Zira çok silik söz ticarette geziyor. Hatta benim sözümü de ben söylediğim için hüsn-ü zan edip tamamını kabul etmeyiniz. Belki ben de müfsidim. Veya bilmediğim halde ifsad ediyorum. Öyleyse, her söylenen sözün kalbe girmesine yol vermeyiniz. İşte, size söylediğim sözler hayalin elinde kalsın, mihenge vurunuz. Eğer altın çıktıysa kalbde saklayınız. Bakır çıktıysa, çok gıybeti üstüne ve bedduayı arkasına takınız, bana reddediniz, gönderiniz."

"Sual: Neden hüsn-ü zannımıza sû-i zan edersin? Eski padişahlar ve eski hükûmetler seni haktan çeviremedi. Jön Türkler sizi kendilerine râm ve müdaheneci edemediler. Zira seni hapis ettiler, asacaklardı; sen tezellül etmedin. Merdane çıktın. Hem sana büyük maaş vereceklerdi, kabul etmedin. Demek sen onların taraftarlığı için demiyorsun. Demek hak taraftarısın."

"Cevap: Evet, hakkı tanıyan, hakkın hatırını hiçbir hatıra feda etmez. Zira, hakkın hatırı âlidir; hiçbir hatıra fedâ edilmemek gerektir. Fakat şu hüsn-ü zannınızı kabul etmem. Zira bir müfside, bir dessasa da hüsn-ü zan edebilirsiniz. Delil ve âkıbete bakınız!"(1)

Burada Üstadımıza "Efkârı ve zihinleri karıştıran hürriyet ve meşrutiyeti kimler takdir etmiyor?" mealinde bir sual soruluyor. Üstadımız da "menbaı saadetimiz olan meşvereti inciten bir cemiyet"ten bahseder.

Bundan sonra "hayırhah gibi görünen şahıslar hakkında besledikleri müspet kanaati neden kırdığı" ile ilgili ikinci sual sorulduğunda, Üstad Hazretleri sadece onlar ile ilgili bir durum değil, herkese karşı aynı tavrı takınmaları gerektiğini söylüyor. Hatta kendisi de dahil herkese karşı delil ve neticeye bakılması gerektiğini söylüyor.

Üçüncü sualde ise, "Neden sana (Bediüzzaman'a) beslediğimiz hüsn-ü zanna su-i zan edersin?" diye kendisine haklı sebeplerden dolayı hüsnüzan ettikleri, sorusu yönlendirilince, yine de bu tarz bir hüsnüzannın insanı her zaman yanlışa sürükleyebileceğini, delillere ve yapılan fiilin şeriate uygun olup olmadığının araştırılması gerektiğini vurgular.

(1) bk. Münâzarat, Sualler ve Cevaplar.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 4.367
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

nur6326

buradaki hüsn-ü zan önceki sualde de belirtildiği gibi ağa, efendi, paşa ve beye karşı duyulan zan değil midir? konuya baştan aşağı bakınca o mana çıkmıyor mu?

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Editor (m.ali)
Değerli Kardeşimiz; bizim kanaatimiz üç suale bakıldığında daha doğru görünüyor.
Varsa fikir belirtmek isteyen kardeşlerimiz, memnun oluruz. Selam ve dua ile...
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
muhammed-said-akdağ
Delil ve akıbetten kasıt tam olarak nedir?
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Editor (Muaz)

Evet, hakkı tanıyan, hakkın hatırını hiçbir hatıra feda etmez. Zira, hakkın hatırı âlidir; hiçbir hatıra fedâ edilmemek gerektir. Fakat şu hüsn-ü zannınızı kabul etmem. Zira bir müfside, bir dessasa da hüsn-ü zan edebilirsiniz. Delil ve âkıbete bakınız!

Sual: Nasıl anlayacağız? Biz câhiliz, sizin gibi ehl-i ilmi taklit ederiz.

Cevap: Çendan câhilsiniz, fakat âkılsınız. Hanginizle zebib, yani üzümü paylaşsam, zekâvetiyle bana hile edebilir. Demek cehliniz özür değil... İşte, müştebih ağaçları gösteren semereleridir. Öyleyse, benim ve onların fikirlerimizin neticelerine bakınız. İşte birisinde istirahat ve itaattir. Ötekisinde ihtilâf ve zarar saklanmıştır.

Dessas ve müfsit karakterli insanlara direkt hüsn-ü zan etmek yerine; davranışlarına, icraatlarına ve akıbetine bakarak karar vermek ve yargıda bulunmak daha uygun daha isabetli olacaktır.

Şayet böyle yapılmaz ise dessas ve müfsit karakterli insanlardan zarar görme riski çok yükselecektir. Mümin uyanık olup teyakkuz ile hareket etmeli, dessas ve müfsit karakterli insanlara ucu açık bir şekilde güvenmemelidir.

Fikirlerin neticesi; istirahat ve itaate gidiyorsa güzel, ayrışma ve zarara gidiyorsa çirkindir. İnsanların dessas ve müfsit olduğunu bu yolla da anlayabiliriz.

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
karolin

"Demek sen onların taraftarlığı için demiyorsun." Bu cümle ile anlatılmak istenen nedir?

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Editor (Muaz)

Üstadın meşrutiyet ve cumhuriyeti savunması Jön Türkler ile bu noktada aynı çizgide buluşturuyor. Ama Üstadımız Jön Türklerin başka hata ve yanlışlarını da ifade ederek meşrutiyet ve cumhuriyeti savunmasında ne kadar tutarlı ve samimi olduğunu gösteriyor. Yani Üstadın meşrutiyet ve cumhuriyeti savunması Jön Türklere yaranmak ve onlara yağcılık etmek için değildir.

“Demek sen onların taraftarlığı için demiyorsun.” ifadesi sen cumhuriyet derken Jön Türklere yaranmak ve onlara taraf olduğunu göstermek için değil gerçekten cumhuriyeti savunduğun için böyle ifade ediyorsun anlamına geliyor.

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Yükleniyor...