"Sırat-ı müstakimin ehli ve hakiki niam-ı İlahiyeye mazhar nev-i beşerdeki taife-i enbiya ve kafile-i sıddıkin ve cemaat-i şüheda ve esnaf-ı salihin ve enva-ı tabiinin bulunduklarını ifade etmekle beraber..." Burayı izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"İKİNCİ NÜKTE"
"İşte bu âyet-i kerime, مِنَ النَّبِيِّينَ وَالصِّدِّيقِينَ وَالشُّهَدَاۤءِ وَالصَّالِحِينَ وَحَسُنَ اُولٰۤئِكَ رَفِيقًا tabiriyle, sırat-ı müstakimin ehli ve hakikİ niam-ı İlAhiyeye mazhar nev-i beşerdeki taife-i enbiya ve kafile-i sıddıkin ve cemaat-i şüheda ve esnaf-ı salihin ve enva-ı tabiinin bulunduklarını ifade etmekle beraber, âlem-i İslâmiyette o beş kısmın en mükemmelini dahi ayrıca sarahaten gösterdikten sonra, o beş kısmın imamları ve baştaki rüesalarını sıfat-ı meşhureleriyle zikretmekle onlara delalet edip ifade ettiği gibi, ihbar-ı gayb nevinde bir lem’a-i i’câz ile o taifelerin istikbaldeki reislerinin vaziyetlerini bir vecihle tayin ediyor." (Lem'alar, Yedinci Lem'a)
İnsanlar içinde, Allah’ın rızasına uygun hareket eden ve doğru yolu temsil edenler; peygamberler, sıddıklar, şehidler ve salih kimselerdir. Bu ayette bu topluluk sena ediliyor ve diğer insanların bunlara ittiba etmesi emrediliyor. Allah’ın hidayet nimeti, bu mübarek topluluk üzerinedir, kim bu topluluğa uyarsa felah ve necat bulur. Ayrıca ayetin zahiri manasından başka, işari ve remzi manaları da bu topluluğun önde gelen reis ve imamlarına hususi bir şekilde işaret ve beşaretlerde de bulunmuştur.
Bunlara örnek olarak Üstad Hazretleri devamla şöyle diyor:
"Evet, مِنَ النَّبِيِّينَ nasıl ki sarahatle Hazret-i Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâma bakıyor; وَالصِّدِّيقِينَ fıkrasıyla Ebu Bekri’s-Sıddık’a bakıyor. Hem Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâmdan sonra ikinci olduğuna ve en evvel yerine geçeceğine ve 'Sıddık' ismi ümmetçe ona ünvan-ı mahsus ve sıddıkînlerin başında görüneceğine işaret ettiği gibi, وَالشُّهَدَاۤءِ kelimesiyle Hazret-i Ömer, Hazret-i Osman, Hazret-i Ali Rıdvanullahi Aleyhim Ecmaîni, üçünü beraber ifade ediyor. Hem üçü Sıddık'tan sonra nübüvvetin hilafetine mazhar olacaklarını ve üçü de şehid olacaklarını, fazilet-i şehadetleri de sair fezâillerine ilâve edileceğini işaret ve gaybi bir surette ifade ediyor. وَالصَّالِحِينَ kelimesiyle Ashab-ı Suffe, Bedir, Rıdvan gibi mümtaz zevâta işaret ederek, وَحَسُنَ اُولٰۤئِكَ رَفِيقًا cümlesiyle, mana-yı sarihiyle onların ittibâına teşvik ve Tâbiînlerdeki tebaiyeti çok müşerref ve güzel göstermekle, mânâ-yı işarîsiyle Hulefâ-i Erbaanın beşincisi olarak ve اِنَّ الْخِلاَفَةَ بَعْدِى ثَلاَثُونَ سَنَةً hadis-i şerifin hükmünü tasdik ettiren, müddet-i hilâfeti azlığıyla beraber kıymetini azim göstermek için o mânâ-yı işarîsiyle Hazret-i Hasan Radıyallahu Anhı gösterir." (bk. age., a.y)
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü