"Sizin o resmî daireniz dahi, memleketteyken beni vaiz kabul etti, tayin etti. Ben o vaizliği kabul ettim, fakat maaşını terk ettim." Bu ifadeleri nasıl anlayabiliriz, ücretle dine hizmet edilemez mi?
Değerli Kardeşimiz;
"İKİNCİ MESELE: Ehl-i dünya diyorlar ki: 'Bize ahkâm-ı diniyeyi ve hakaik-i İslâmiyeyi talim edecek resmî bir dairemiz var. Sen ne salâhiyetle neşriyat-ı diniye yapıyorsun? Sen madem nefye mahkûmsun; bu işlere karışmaya hakkın yok.' "
"Elcevap: Hak ve hakikat inhisar altına alınmaz. İman ve Kur'ân nasıl inhisar altına alınabilir? Siz dünyanızın usulünü, kanununu inhisar altına alabilirsiniz. Fakat hakaik-i imaniye ve esâsât-ı Kur'âniye, resmî bir şekilde ve ücret mukabilinde, dünya muamelâtı suretine sokulmaz. Belki, bir mevhibe-i İlâhiye olan o esrar, hâlis bir niyetle ve dünyadan ve huzûzât-ı nefsaniyeden tecerrüd etmek vesilesiyle o feyizler gelebilir."
"Hem de sizin o resmî daireniz dahi, memleketteyken beni vaiz kabul etti, tayin etti. Ben o vaizliği kabul ettim, fakat maaşını terk ettim. Elimde vesikam var. Vaizlik, imamlık vesikasıyla her yerde amel edebilirim. Çünkü benim nefyim haksız olmuştur. Hem menfiler madem iade edildi; eski vesikalarımın hükmü bâkidir."(1)
İmamlar, camilerin hizmetçileri ve bekçileri durumundadırlar ve mesailerini oraya tahsis etmişlerdir. Buna mukabil bir ücret almaları da haklarıdır. Meseleye bu açıdan bakacak olursak, devletin çeşitli müesseselerinde çalışan memurlarla bir farkları bulunmuyor. Yani imamlar kıldırdığı namazın değil, camiye ayırdığı zamanın ücretini alıyorlar.
İmamların devletten aldıkları maaşın caiz olduğu hususunda icma vardır. İlk devir âlimleri bunu uygun gördükleri gibi, daha sonraki âlimler de bu vazifenin ifa edilmesi için, maaşın zaruri ve caiz olduğunda ittifak etmişlerdir.
Üstad Hazretlerinin burada itiraz edip karşı çıktığı husus, imam ve vaizlerin maaş alması değil, din ve iman hizmetinin devlet tarafından belli bir maaş karşılığında inhisar altına alınmak istenmesidir. Meseleye bu noktadan bakılırsa bariz bir şekilde anlaşılır.
1) bk. Mektubat, On Altıncı Mektup.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü