"Sonra Allah, bu kederin ardından size bir emniyet, bir uyku verdi de içinizden bir topluluğu o uyku sarıverdi." (Âl-i İmran, 3/154) ayetini açıklar mısınız?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Üstad Hazretleri daha ziyade ayetin lafzındaki mucize cihetini beyan ettiği için, iniş sebebini ve hadisenin ne olduğu hususunu klasik tefsirlere havale ediyor. Sizin sualinizden de ayetin iniş sebebi ve vakıanın ne olduğu hususunu anlıyoruz. Bu ayetin iniş sebebi ve hadisenin ne olduğu hususunda müfessirler şunu beyan ediyor:

"Malumdur ki, insanı şiddetli korku içinde uyku tutmaz, uykusuzluk devam ettikçe de perişanlık artar. Buna göre, böyle bir hâl içinde uyuyabilen, korkuyu unutmuş, bir emniyet duymuş, kalbinde bir sükûnet (sakinlik) bulmuş demektir."

"Rivayet ediliyor ki, müşrikler olayın cereyanından sonra Uhud'dan açılırken, 'Yine geleceğiz!..' diye tehdid savurarak açılmışlardı. Müslümanlar da duruma bakarak emin olamıyorlardı. Düşmanın sahte bir dönüşle, aldatarak tekrar hücum etmesinden veya giderken Medine'ye bir baskın yapmasından çok fazla endişe ediyorlardı. Ve hatta düşman dönüp şiddetle bir hücum daha yapacak olursa, bütün bütün yok olmak tehlikesinin bile baş göstereceğinden korkanlar bulunuyordu. Bunun için kalkanlarının altında çarpışmaya hazır bir halde duruyorlardı."

"İşte bu korku ve endişe içinde bulundukları bir sırada, Allah bir emniyet verdi. Uyuklamaya başladılar. Hazret-i Zübeyr demiştir ki: 'Korkunun şiddetlendiği sırada ben Hz. Peygamber'le beraberdim. Allah bize bir uyku verdi ki, beni uyku basıyordu ve uykum arasında rüya gibi Muattib b. Kureyş'in, 'Bize bu işten bir şey olsaydı burada öldürülmezdik.' dediğini vallahi işitiyordum.'"

"Ebu Talha Hazretleri de demiştir ki: 'Uhud günü başımı kaldırdım, kimi gördümse kalkanının altında uykudan eğilmiş idi. O gün ben de uyku basanlardan idim, elimden kılıcım düşerdi alırdım. Sonra kamçım düşerdi alırdım.' Böyle bir emniyet duygusu Bedir'de de vâki olmuştur. 'O zaman sizi, Allah'dan bir emniyet olmak üzere hafif bir uyku bürüyordu.' (Enfal, 8/11) ki bunlar, Allah'dan gelen feyz ve ilhamlar ve ilahi sükûnet cümlesindendir. Bu uyku, normal bir uyku olmayıp, fevkalade ilahi bir yardım olmuş ve Müslümanlar bundan çeşitli şekillerde istifade etmişler.' sözünden anlaşılıyor ki, orada bütün mü’minlere inen bu uyku, hepsini birden bastırmamıştır."

"Sözün kısası bu orduda iki zümre vardı. Müminler, münafıklar. Müminler, Muhammed aleyhissalatü vesselamın Allah tarafından hak peygamber olduğuna ve sözleri kendi arzusundan olmayıp hak vahiy bulunduğuna kesin şekilde inanmış ve Allah'ın bu dine yardım edeceğini ve bütün dinlere üstün getireceğini de Peygamber'den dinlemiş bulunduğundan, bu kötü hâdisenin, köklerini kesecek bir yok etmeye kadar varamayacağına imanları muktezası kesin ümitleri vardı. Bu sayede o korkulara rağmen emniyetleri yok edilmemiş 'Ne kaybettiğiniz fırsat ve üstünlüklere, ne de uğradığınız musîbetlere üzülmeyesiniz.' sırrı da tecelli etmiş bulunduğundan, kendilerini uyku tutabilmiş ve bununla bütün bütün sükunet bularak korkuları tamamen kalkmış ve kendilerini toplamışlardı." (bk. Elmalı Hamdi Yazır, İlgili ayetin tefsiri)

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yükleniyor...