Mahrem bir suale cevaptır
İçerikler
-
"Şeref, i’câz-ı Kur’ân’a ait olduğundan ve bana ait olmadığından, bilaperva derim: Ekseriyet itibarıyla öyledir." Üstad korkusuzca deyip, kesinlik ifade etmiyor. Neden ekseriyetle diyor olabilir?
-
"Sözler, tasavvur değil, tasdiktir. Teslim değil, imandır, marifet değil şehadettir, şuhuddur; taklit değil tahkiktir. İltizam değil, izandır. Tasavvuf değil, hakikattir. Dava değil, dava içinde burhandır." İzah eder misiniz?
-
"Teslim değil imandır... Taklit değil tahkiktir." ile "Herkes her bir risalenin her bir meselesini anlamasına muhtaç değil." ifadesini nasıl telif edebiliriz?
-
"Dava değil, dava içinde burhandır." ifadesini izah eder misiniz?
-
"Eski zamanda, esasat-ı imaniye mahfuzdu, teslim kavi idi. Teferruatta, ariflerin marifetleri delilsiz de olsa, beyanatları makbul idi, kâfi idi..." İmam-ı Rabbani ve Gazzali gibi dehaların haşir ve kader konusundaki derin meselelere bakışları nasıldır?
-
"Dalalet-i fenniye, elini esasata ve erkâna uzatmış olduğu..." İzah eder misiniz; fen, elini iman esaslarına nasıl uzatmış?
-
"Acz ve zaafıma, fakr ve ihtiyacıma merhameten, hizmet-i Kur’ân’a ait yazılarıma ihsan etti." Bu cümleyi açıklar mısınız?
-
"Felillahilhamd, sırr-ı temsil dürbünüyle, en uzak hakikatler gayet yakın gösterildi..." cümlesi ve devamında ifade edilen temsil şekillerinden hangisi, hangi risalede kullanılmıştır?
-
"Hem sırr-ı temsil penceresiyle, hakaik-i gaybiyeye, esasat-ı İslamiyeye, şuhuda yakın bir yakin-i imaniye hasıl oldu." cümlesi ile "şuhud" ve "yakin-i imani" mefhumlarını izah eder misiniz?
-
"Elhasıl, yazılarımda ne kadar güzellik ve tesir bulunsa, ancak temsilat-ı Kur’âniyenin lemeatındandır. Benim hissem, yalnız şiddet-i ihtiyacımla taleptir ve gayet aczimle tazarruumdur. Dert benimdir, deva Kur’ân’ındır." İzah eder misiniz?