Mahrem bir suale cevaptır

İçerikler


  1. "Şeref, i’câz-ı Kur’ân’a ait olduğundan ve bana ait olmadığından, bilaperva derim: Ekseriyet itibarıyla öyledir." Üstad korkusuzca deyip, kesinlik ifade etmiyor. Neden ekseriyetle diyor olabilir?

  2. "Sözler, tasavvur değil, tasdiktir. Teslim değil, imandır, marifet değil şehadettir, şuhuddur; taklit değil tahkiktir. İltizam değil, izandır. Tasavvuf değil, hakikattir. Dava değil, dava içinde burhandır." İzah eder misiniz?

  3. "Teslim değil imandır... Taklit değil tahkiktir." ile "Herkes her bir risalenin her bir meselesini anlamasına muhtaç değil." ifadesini nasıl telif edebiliriz?

  4. "Dava değil, dava içinde burhandır." ifadesini izah eder misiniz?

  5. "Eski zamanda, esasat-ı imaniye mahfuzdu, teslim kavi idi. Teferruatta, ariflerin marifetleri delilsiz de olsa, beyanatları makbul idi, kâfi idi..." İmam-ı Rabbani ve Gazzali gibi dehaların haşir ve kader konusundaki derin meselelere bakışları nasıldır?

  6. "Dalalet-i fenniye, elini esasata ve erkâna uzatmış olduğu..." İzah eder misiniz; fen, elini iman esaslarına nasıl uzatmış?

  7. "Acz ve zaafıma, fakr ve ihtiyacıma merhameten, hizmet-i Kur’ân’a ait yazılarıma ihsan etti." Bu cümleyi açıklar mısınız?

  8. "Felillahilhamd, sırr-ı temsil dürbünüyle, en uzak hakikatler gayet yakın gösterildi..." cümlesi ve devamında ifade edilen temsil şekillerinden hangisi, hangi risalede kullanılmıştır?

  9. "Hem sırr-ı temsil penceresiyle, hakaik-i gaybiyeye, esasat-ı İslamiyeye, şuhuda yakın bir yakin-i imaniye hasıl oldu." cümlesi ile "şuhud" ve "yakin-i imani" mefhumlarını izah eder misiniz?

  10. "Elhasıl, yazılarımda ne kadar güzellik ve tesir bulunsa, ancak temsilat-ı Kur’âniyenin lemeatındandır. Benim hissem, yalnız şiddet-i ihtiyacımla taleptir ve gayet aczimle tazarruumdur. Dert benimdir, deva Kur’ân’ındır." İzah eder misiniz?

Yükleniyor...