"Şu dünya çok gaddardır, mekkârdır. Bir lezzet verse, bin elem takar, çektirir. Bir üzüm yedirse, yüz tokat vurur." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Üstad Hazretleri; "Bir üzüm yedirse yüz tokat vurur." buyurmakla dünyada rahatın olmadığını ifade ediyor. Dünyaya ve dünya nimetlerine kavuşmaktan aldığımız lezzet, onların elimizden alınmasıyla ortadan kalkıyor, yerini elem ve kedere bırakıyor. “Firakın elemi, telaki lezzetinden ağırdır.” cümlesi, ayrılık eleminin kavuşmanın lezzetinden çok daha fazla olduğunu ders veriyor.
Haram lezzetler ahirette ebedî bir azabı netice vereceği için yine Üstad'ımızın ifadesiyle “Bütün bütün zehirli bir bal hükmündedir.” Meşru lezzetlere gelince onların tadılması için çekilen zahmetler ve onlardan ayrılmanın doğurduğu elemler birlikte nazara alındığında onların da zehirli bala benzediği görülür. “Bir üzüm yedirse yüz tokat vurur.” cümlesi bu manayı güzelce ders verir.
Bu ifadedeki üzüm dünya lezzetlerini, tokatlar ise lezzetlerden sonra gelen sıkıntıları temsil ediyor.
Yoksa şükretmek gayesi ile tadımlık olan dünya nimetlerinden istifade etmekte hiçbir elem ve keder olmadığı gibi, büyük bir zevk ve lezzet vardır. Allah’ın ihsanı ile kazandığımız dünya nimetlerine gönül bağlamak yerine bunları bize ihsan eden Rabbimize şükretmemiz ve muhabbetimizi yalnız ona yönlendirmemiz lazımdır. Mahlukatı onun eserleri, servet ve makamımızı yine onun ihsanı bilir, bütün bunları onun namına severiz, fakat hiçbirine de kalbimizi bağlamayız.
"Hayatın lezzetini ve zevkini isterseniz hayatınızı iman ile hayatlandırınız, feraizle (farzları yaparak) ziynetlendiriniz ve haramlardan çekinmekle muhafaza ediniz." (Sözler, On Üçüncü Söz, İkinci Makam.)
Üstad Hazretleri, "Hakiki zevk, elemsiz lezzet, kedersiz sevinç ve hayattaki saadetin yalnız imanda ve iman hakikatleri dairesinde." bulunduğunu hatırlatıyor.
Allah Resulü (asm.) şöyle buyuruyor:
“Dünyada rahat yoktur.” (bk. A. ibn Hanbel, Zühd, s. 128)
Bu genel bir kaidedir. Dünya rahat yeri değil, çalışma ve yorulma yeridir. “Dünya ahiretin tarlasıdır.” (bk. Aclûnî, Keşfu'l-Hafa, I, 412) hadis-i şerifi de aynı manayı ders verir: Tarlada rahat yoktur. Çalışmak, yorulmak ve terlemek vardır.
Daima huzur içinde ve sıhhatli yaşayan, ne kendisi ne sevdikleri hiçbir dert çekmeyen, yorulmayan, ihtiyarlamayan bir insan düşünülemez. O hâlde dünyanın yapısında rahat yoktur.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü