"Suret değişirse, kaziye bilâkis olur. Nasıl şimdiye kadar bidayetinde söylenildiği gibi, nerede Müslüman varsa, Hristiyana nispeten bedevî, medeniyete karşı müstenkif ve soğuk davranır ve kabulünde ıstırap çeker, suret değişse başkalaşır." İzahı?
Değerli Kardeşimiz;
"Ey Müslüman, aldanma, başını indirme! Paslanmış bîhemtâ bir elmas, daima mücellâ cama müreccahtır. Zahiren olan İslâmiyetin zaafı, şu medeniyet-i hazıranın, başka dinin hesabına hizmet etmesidir. Halbuki şu medeniyet suretini değiştirmesi zamanı hulûl etmiştir. Suret değişirse, kaziye bilâkis olur. Nasıl şimdiye kadar bidayetinde söylenildiği gibi, nerede Müslüman varsa, Hristiyana nispeten bedevî, medeniyete karşı müstenkif ve soğuk davranır ve kabulünde ıztırap çeker, suret değişse başkalaşır."(1)
Osmanlının gerileme ve yıkılma sürecinde İslam dünyası fen ve teknik noktasından Avrupa’nın gerisinde kalıp bir taassubun içine girmiştir. Fen ve tekniğe gereken çaba ve itina gösterilmemiştir. Medreseler sadece dini tedrisat yapan birer kurum haline gelip fen ve tekniğe yabani kalmıştır. Bu yabani bakışın ve geri kalışın kabahati İslam’da değil, o zaman insanlarının anlayış ve kavrayış eksikliğindedir.
Üstad Hazretleri bu algı ve bakışı tadil etmek için fen ve din ilimlerinin beraber okutulduğu eğitim kurumlarını zamanın idarecilerine takdim etmiş, hatta bilfiil müracaat etmiştir. Ama zamanın karmaşık ve savaşlarla dolu halleri bu projenin tatbikine müsaade etmemiştir.
Ama bu arızî ve geçici halin düzelmesi yakındır. Medeniyet İslam’ın malıdır, geçici olarak Hristiyanların eline geçmiştir. İnşallah her şeyin özüne dönmesi gibi bu yanlış halin de özüne dönmesi yakındır. İslam, geri kalmışlık elbisesini çıkarıp çağın elbisesini giydiği zaman, iç dış ile mütenasip olunca, dünyaya huzur ve adalet gelecektir.
Şimdi Avrupa’nın dışının modern görünse de ne yazık ki, iç dünyası tamamen kokuşmuş ve çürümek üzeredir. Zira aldatıcı bir görünümden ibaret olan yalancı ve aldatıcı medeniyetleri adalet ve huzurun teminine yetmiyor; çünkü içi yani, kalbi fasık. Fısk içinde olan bir kalbin huzur ve adaleti temin etmesi mümkün değildir. Batı medeniyeti insanlığa zulüm, ölüm ve gözyaşından başka bir şey hediye etmemiştir.
İslam, benzersiz bir elmastır, üzerine konan tozlar onu kıymetten düşürmez. Hristiyanlık ise cila çekilmiş bir cam parçasıdır. Parlak ve ışıltılı bir cam, elmasın tozlu ve kirlenmiş halinden kıymetli olamaz.
(1) bk. Sünuhat, Devaü'l-Ye's.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü