Üstad'a Muhakemat'ı yazdıran ilmin kaynağı; ezberledikleri midir? Genç yaşta yazdığı için, akla böyle bir soru geliyor...
Değerli Kardeşimiz;
"Muhakemat" kelime olarak “muhakeme etmek” yani aklî ve mantıklı şekilde düşünmek demektir.
Üstad bu eserde özellikle: Kur’an’ın usûlünü dini anlamada yapılan yanlışları ve batılla nasıl mücadele edileceğini anlatır.
"Muhakemat", Bediüzzaman Hazretleri’nin ilim meydanında kılıç kuşandığı, aklı, kalbi ve mantığı birlikte konuşturduğu bir mütefekkirlik şaheseridir. Risale-i Nur’un çekirdeği mesabesindedir.
Bir bakıma "Risale-i Nur’un aklî temellerini, usûl ve metodolojisini" burada kurmuştur. Bu esere Bediüzzaman "Ulema reçetesi" ismini vererek, alimlerin özellikle tefsir yazabilecek derecede ilme sahip olanların tefsir yazarken dikkat edecekleri temel kaide ve kuralları verir. Bu bedenle bu esere ayrıca "Tefsir Mukaddemesi" ismi de verilmiştir.
Ezber ise, bir bilginin zihinde depolanmasıdır. Fakat bu bilginin Muhâkemât gibi bir eserde işlenerek özgün ve orijinal fikirler, muhakemeler ve çıkarımlar haline gelmesi, sadece ezberle değil, Üstad'ın farklı kabiliyet ve özellikleri ile ilişkilidir.
Üstad Hazretlerinin ezberlediği metinleri sadece kelime olarak değil, anlam derinliğiyle kavradığı ve bu bilgiyi kendi düşünce süzgecinden geçirdiği anlaşılıyor. Bu, kuru bir ezberden öte, bilginin içselleştirilmesi ve özümsenmesi ve yeniden değerlendirilmesidir.
Muhâkemât adlı eserin telif edilebilmesi mantık, felsefe, kelam ve İslami ilimlerin farklı dallarına dair derin bir bilgi birikimi gerektirir. Üstad Hazretlerinin bu alanlardaki klasik eserlere vukufiyeti, sadece ezberle değil, aynı zamanda geniş bir okuma ve anlama çabasıyla da sağlanmıştır. Genç yaşta olmasına rağmen, aldığı kısa medrese eğitiminin ve kişisel çaba ve merakının onu bu geniş okumalara yönelttiği düşünülebilir.
Eserin adı olan "Muhakemat" da gösterdiği gibi, burada önemli olan, ezberlenmiş bilgiyi kullanarak mantıksal çıkarımlar yapmak, çelişkileri gidermek ve doğru sonuca ulaşmaktır. Bu da ezberin ötesinde bir akıl yürütme ve tahlil yeteneği gerektirir.
İslami düşünce geleneğinde, alimlerin eserlerindeki derinliğin ve isabetin sadece beşeri çabayla değil, aynı zamanda ilahi bir feyiz ve ilhamla da ilişkili olduğu gerçeği vardır. Üstad Hazretlerin hayatında ve eserlerini telif sürecinde ilham, vehbiyet, ihtar, ikaz gibi vehbi bilgi işleme süreçleri çok önemli bir kaynak çok güçlü bir gerekçedir.
Kesbi çaba ve gayreti, vehbi ve ilhami derinliği, fıtri zekâ ve ezber gücü ile birleştiğinde ortaya çağın benzersizi anlamına gelen Bediüzzaman ortaya çıkıyor.
Özetle, Muhakemat'ın kaynak gücünün ezberden geldiğini söylemek doğru bir tespittir, ancak eksiktir. Ezber, bu eserin temel taşlarından biridir. Lakin bu taşların bir araya getirilip bir mimari oluşturması, anlama, içselleştirme, geniş okuma, akıl yürütme ve belki de ilahi ilham gibi unsurların birleşimini gerektirir. Genç yaşta bu derinliğe ulaşması, Üstad Hazretlerinin eşsiz zekâsı, şiddetli hafıza gücü, öğrenme azmi ve Allah vergisi gibi veriler ile açıklanabilir.
İlave bilgi için tıklayınız:
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü