Sorularla Yirminci Mektup - 10. Bölüm

"Vahdehu" tabiri mertebe-i tevhidi sarahaten nasıl gösteriyor?

"Umumî ve mükemmel bir nizam" ile "şamil, hassas bir mizan" tabirlerini açar mısınız? Neden en evvel bunlar göze çarpıyor olabilir? "Nizam" ile "mizan" kavramları arasındaki farkı açar mısınız?

"Yeniden yeniye bir tanzim ve tevziniyet"i ayrıca "tanzim ve tevzin altında bir hikmet ve adalet"in olmasını izah eder misiniz?

Üçüncü Kelime için "Otuz İkinci Sözün Birinci Makamı gayet kuvvetli ve şâşaalı bir surette ispat ettiğinden, ona havale ederiz." deniyor. İlgili yer hakkında bilgi verir misiniz?

"Ferşten Arşa, serâdan Süreyya’ya, zerrattan seyyârâta, ezelden ebede kadar herbir mevcut, semâvât ve arz, dünya ve âhiret, her şey Onun mülküdür." Bu tariften mülk-ü İlâhîyi nasıl anlayabiliriz? - "Mâlikiyet mertebe-i uzmâsı tevhid-i âzam sûretinde O’nundur." cümlesini izah eder misiniz?

"Şu mertebe-i uzmâ-yı mâlikiyet ve makam-ı âzam-ı tevhidin bir hüccet-i kübrâsı, lâtif bir zamanda ve lâtif bir hatırada, Arabî ibaresinde, şu âcizin hatırına ilka edildi." İzah eder misiniz?

"Mülk umumen Ona aittir. Zira şu büyük âlem, tıpkı bu küçük âlem gibidir; her ikisi de Onun kudretinin masnuu ve kaderinin mektubudur. Şu büyük âlemi ibdâ ederek onu bir mescid haline getirmiş, bu küçük âlemi icad ederek..." Açıklar mısınız?

"Şu kâinat denilen âlem-i ekber ve insan denilen onun misal-i musağğarı olan âlem-i asgar, kudret ve kader kalemiyle yazılan âfâkî ve enfüsî vahdâniyet delâilini gösteriyorlar." cümlesini izah eder misiniz? - Kâinata âlem-i ekber, insana âlem-i asgar deniliyor. Bazı mühim zevat bunun tersini ifade ediyor. Yer ve mahalline göre bu farklı ifadeleri nasıl anlamalıyız?

Bu âlemlerin kudret ve kader kalemi ile yazıldığı ifade edilmektedir. Her iki kalemin yazısını nasıl anlayabiliriz?

Her iki âlemde de hem afakî ve hem de enfüsî vahdaniyet delilleri olduğu ifade edilmektedir. Burada afak ve enfüs ayrımları ne anlama gelmektedir?

"Kâinattaki san’at-ı muntazamanın küçük bir mikyasta nümunesi insanda vardır..." Kâinattaki muntazam sanat ile insandaki numunelerine birkaç örnek verir misiniz?

"Manidar bir mektub-u Rabbânî ve muntazam bir kaside-i kader" teşbihlerini izah eder misiniz? Kâinata da muntazam bir kaside-i kader denilmesini nasıl anlayabiliriz?

"Hadsiz alâmet-i farika ile bütün insanlara bakan şu insan yüzündeki" Sikke-i vahdet tabirini ve bütün kâinatın omuz omuza ve baş başa vermesini izah eder misiniz?

Açıklayan: Prof. Dr. Alaaddin Başar
Program Adı: Sorularla Mektubat

İndirme Linkleri
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yükleniyor...