"Akaidî ve imanî hükümleri kavî ve sabit kılmakla meleke haline getiren ancak ibadettir." Neden meleke ifadesi kullanılmış?
Değerli Kardeşimiz;
"Akaidî ve imanî hükümleri kavî ve sabit kılmakla meleke haline getiren, ancak ibadettir. Evet, Allah’ın emirlerini yapmaktan ve nehiylerinden sakınmaktan ibaret olan ibadetle, vicdanî ve aklî olan imanî hükümler terbiye ve takviye edilmezse, eserleri ve tesirleri zayıf kalır." (1)
Buradaki "meleke" tabiri, gafleti hatırlatan bir şeye ülfet ve ünsiyet etme manasında değil, tam aksine gafletin zıddı olan huzur-u İlahi’de devamlı Allah’ı hatırlamak ve tefekkür etmekte bir alışkanlık kazanmak manasındadır.
Nasıl Allah’ı unutmak meleke haline geliyor ise, bunun aksi olarak O’nu devamlı hatırlamak ve düşünmek de meleke haline gelebilir. Peygamberlerin ve büyük zatların halleri buna güzel bir levhadır.
Allah’ı devamlı hatırlamak ancak ibadetler vasıtası ile oluyor. Kur’an’ın ısrarla ibadeti emretmesi bu sebepledir. İbadeti terk eden birisi, melekeyi menfi manada olan gaflete çevirmiş demektir. Yani gafleti kendine yol tutmuş, devamlı isyan ve nisyan halinde demektir.
İbadet, imana hem sebep hem neticedir. Yani ibadeti yapmamıza vesile olan kuvvetli imandır; imanı kuvvetlendiren de ibadettir. Böyle olunca, iman ve ibadet birbirlerine hem sebep hem de netice olmuş oluyorlar. İkisi arasında kopmaz bir münasebet vardır, biri birisiz olmaz.
(1) bk. İşaratü'l-İ'caz, Bakara Sûresi, 21-22. âyetin tefsiri
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
İmanın ibadetle KAVİ ve SABİT olması nasıl oluyor?