"Alemde görünen şu tagayyür ve tebeddül ile bir kısım eşyanın hudusu, yani yeni vücüda geldiği de gözle görünüyor. Bir kısmının da hudusu, zaruret-i akliye ile sabittir. Demek hiçbir şeyin ezeliyeti cihetinde gidilemez." Bu paragrafı açıklar mısınız?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Hudus: Kelime olarak, bir şeyin sonradan meydana çıkması, ezeliyeti ve evveliyetinin olmamasıdır. Böyle olunca, onu meydana çıkaracak ve ezeli olan Vaciü'l-Vücud'un olması lazım geliyor.

Bu kısa tarif ve izahtan sonra şöyle devam edebiliriz: Kainata ve mahlukata baktığımız zaman, her şeyin değişken ve kararsız olduğunu görüyoruz. Yani, hiçbir şey kararında sabit olarak durmuyor, değişiyor. Biri gidiyor, biri geliyor. Sürekli bir faaliyet, gözümüzün önünde işliyor. Bu da mahlukatta değişmeyen hiçbir şeyin olmadığını bize ispat ediyor.

Her değişen şey ise, sonradan meydana gelmiştir. Sonradan vücut bulmuştur. Zira yoktu, var oldu. Ezeli olan şeyde, zaten değişimin olması imkansızdır. Ezeliyet ona müsaade etmez. O zaman, yoktan ve hiçten yaratılıp meydana çıkartıldılar. Onları yoktan varlığa çıkaran Zat ise ezeli ve vacip olmak gerekir. Zira hadisin hadisi yaratması imkansızdır. Yok, yoka vücut veremez. Madem her şey hadisdir, yani, sonradan meydana gelmiştir, öyle ise her hadisin bir muhdisi var, yani onu varlık sahasına çıkaran ve yaratan bir Zat var olduğu sabit olur. Hudus delilinin mahiyetinin özeti budur. Bu delil Allah’ın varlığını ispat ederken, aynı zamanda onun ezeliyetini de ispat ediyor. Zira İlahlık ancak ezeliyet ile tamam olur.

1976'da doğan birisi için, bu tarihten sonra gördükleri değişim ve dönüşümler bizzat gözleme dayanır. Yani eşyanın değiştiğini ve başkalaştığını gözü ile bizzat görür. Mesela bahar mevsiminde her taraf hayatlı ve canlı iken, kışın o hayat ve canlılığın gitmesi hudus delilinin somut bir şekilde gözle görülmesidir bu şahıs için.

Lakin 1976'dan önce ya da çok sonraki değişim ve dönüşümler aklın zaruri önermeleri ile tespit edilebilirler. Mesela bir milyar yıl öncesindeki değişim ve dönüşümler ancak akıl ve mantığın önermeleri ile anlaşılabilirler. Gözlemin bu devirlere gitmesi mümkün değildir. Ancak aklın böyle bir mahkumiyeti yoktur. Akıl mantık kanatları ile zaman ve mekanın bütün boyutları gezip dolaşılabilir ve hudus hakikatinin delil ve önermelerini yerinde seyredilebilir.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 3.335
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

Aslan2002

"Ezeli olan şeyde, zaten değişimin olması imkansızdır. Ezeliyet ona müsaade etmez." cümlesini açıklar mısınız? Neden müsaade etmez.

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Editor (Muaz)
Değişim eksik, noksan ve iki ucu açık bir alanda gerçekleşir ezeliyette baş ve son olmadığı için iki ucu kapalıdır ezeliyette mutlak kemal manası olduğu için noksan ve eksik bir durum söz konusu değildir dolayısı ile değişimin mutlak kemalde olan ve bu kemalin sonsuza dek gittiği bir noktada olması mümkün değildir. Değişim bir halden başka bir hale evrilme olayıdır oysa ezeli olan bir şeyin hali tektir başka bir hal yok ki ona doğru evrilsin o halde mutlak kemalde olma halidir. 
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Aslan2002

Teşekkür ederim cevabınız için Allah razı olsun.

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Aslan2002

"Lakin 1976'dan önce ya da çok sonraki değişim ve dönüşümler aklın zaruri önermeleri ile tespit edilebilirler." Burada aklın zaruri önermeleri içerisinde bilimsel araştırmalar da var mıdır? Aklın zaruri önermeleri tam olarak nedir?

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Editor (Muaz)
Aklın zaruri önermeleri deneyin değil mantığın alanıdır. Mantık kuralları geçerlidir mantık kuralları da mantık ilminde belirtilmiştir. 
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.

BENZER SORULAR

Yükleniyor...