"Kuvvet ve suretler, a'raziyetleri cihetiyle... " cümlesindeki, "kuvvet ve suret" ifadelerini izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Maddenin iki temel rüknü vardır; birisi araz, diğeri cevherdir.
Cevher, bir şeyin esası, özü demektir. A’raz ise sonradan olan, zatî olmayan demektir. Kuvvet ve suretler bir varlığa sonradan verildikleri ve bunlarda değişim olabildiği için bunlar eşyanın esası ve temeli olamazlar. Eşyanın esası, cevher dediğimiz özdür ve eşyanın hakikatini o öz ifade eder. Bu özde değişme olmaz. Türleri birbirinden ayıran da bu özlerdir, bu genetik yapılardır ve bunlar yoktan yaratılmışlardır.
Araz, cevher ile kaim olan, kendi ile kaim olmayan hâl ve keyfiyetlerdir. Araz cevherin bir sıfatıdır. Ruh cevherdir, ruh ile kaim olan ve ayakta duran beden ise arazdır. İnsanın bedeni ruh ile kaimdir. Araz hiçbir zaman cevherin yerini alamaz. Arazlar cevherler üstünde vücut bulurlar. Temel ile bina gibi.
İnsanın bir cevher bir de araz ciheti olduğu gibi, türlerin de cevher ve arazları vardır. Mesela, nebatat bir türdür, bu türde vuku bulan kanun ve suretler ise; arazdır. Nebatatın umumi manasını temsil eden ise; onun cevheri yani bir nevi ruhudur. Bu yüzden, tabiatçıların iddia ettiği gibi, kâinatta olan biten şeyler kanunların ve sebeplerin eseri değildir.
Araz; eşyadaki yaş- kuru, sert- yumuşak, kalın- ince, siyah- beyaz gibi değişen ve sabit olmayan tüm vasıflardır. Kuvvet ve suretler de araz sınıfından olunca, herhangi bir tür ve cevheri teşkil etmesi imkânsızdır. Burada asıl anlatılan husus; cevher ve arazların yaratma ve ihtira gibi sıfatlardan mahrum olduğudur.
Kuvvet, Allah’ın irade sıfatından gelen ve eşyayı tanzim eden kanunlardır. Suyun kaldırma kuvveti, yerin çekme kuvveti gibi. Bu kuvvetler, cevherle kaim olduğu için, kendi başlarına varlığı olmayan arazlar ve keyfiyetlerdir.
Mesela, su olmasa suyun kaldırma kuvveti de olmaz. Yani, varlığı suya bağlıdır. Güneş'in çekme kuvveti, Güneş'in varlığına bağlı bir keyfiyettir. Güneş olmasa o da olamaz.
Suretler ise, cevherin varlığı ile varlığı devam eden şekilleridir. Değişken ve kararsızdır. Misal, elmanın sureti araz değil de cevher olsa idi, asla değişmeye ve başkalaşmaya maruz kalmazdı.
Bir şeyin hem ezelî hem de hadis olması ya da kendi ezelî iken sıfatlarının hadis olması aklen mümkün olmayacağı için, cevher ve onun üzerine bina olunan arazlar, cevherin de sonradan meydana çıkarıldığını, yani hadis olduğunu kati bir şekilde ispat ediyor. Yani cevherin hudusu, arazların hudusu ile sabittir.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar