"Alîm-i Zülcelalin nur-u ilmine karşı eşyanın gizlenmesi, bin derece daha gayr-ı kabildir, muhaldir." Allah’ın nur-u ilmine karşı mahlukatın gizlenmesi neden muhaldir?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Konumuza ışık tutan şu ayet-i kerimeyi hatırlayalım:

"Yaratan bilmez olur mu? O, Latif’dir (en gizli şeyleri bilir), Habir’dir )."(Mülk, 67/14)

Allah’ın zatı mahlukatın zatlarına benzemediği gibi, sıfatları da mahlukat sıfatlarına benzemez. İlahi sıfatlardan birisi ilim sıfatıdır. Bu sıfat insan ilmine hiç benzemez. İnsanın bir şeyi bilmesi, sorup öğrenmeye, tecrübe etmeye, kendinden önceki insanların bilgilerine ve zaman içinde tekâmüle dayanır.

Allah’ın mahlukatını bilmesi bunların hiçbirine benzemez. Onun ilmi, yarattığı şeyi bilerek yapmasıyla tezahür eder. O her şeyi bilerek yaratır ve her şeyin en gizli yönlerini bilir.

Konunun devamında gelen “Çünkü huzur var.” ifadesi üzerinde de kısaca duralım. Burada geçen huzur kelimesi “hazır bulunma” manasınadır, rahat manasına değil. Hazır bulunma denilince hemen akla gelen mana “bütün eşyanın yaratılmadan önce Allah’ın ilminde hazır bulunmalarıdır.” Yaratıldıklarında de bütün faaliyetlerini Allah’ın verdiği imkânlarla yaparlar ve bunların tümü onun ilminde bulunmaya devam eder. Yani hazır bulunma sadece ilim dairesi için değil, kudret dairesi için de aynen geçerlidir. Ve Allah, yaratacağı eşyayı ilim dairesinde bildiği gibi, yarattıktan sonra da onların her şeylerini bilir, her ihtiyaçlarına yardım eder, bütün dualarını işitir ve icabet eder.

Her şeyin Cenab-ı Hakk’ın daire-i nazarında bulunması da bu manadadır.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yükleniyor...