İkinci Makam, Dokuzuncu Kelime

İçerikler


  1. "بِيَدِهِ الْخَيْر" kelimesinin "hakikatini kat’î bir surette göstermek için, ilm-i İlâhînin hadsiz delilleri" arasında nasıl bir münasebet var?

  2. "Bütün hayrat O’nun elinde, bütün hasenat O’nun defterinde, bütün ihsanat O’nun hazinesindedir. Öyle ise, hayır isteyen O’ndan istemeli, iyilik arzu eden O’na yalvarmalı." Hayrat, hasenat ve ihsanat tabirlerini izah eder misiniz?

  3. "Şu kâinatta görünen ef’âl ile tasarruf edip icad eden Sâniin, bir muhît ilmi var. Ve o ilim, Onun zâtının hassa-i lâzime-i zaruriyesidir; infikâki muhaldir..." İlm-i İlâhînin Cenab-ı Hakk’ın zatı ile münasebetini biraz daha açabilir miyiz?

  4. "Şu ilm-i muhit, o Zâta lâzım olduğu gibi, taallûk cihetiyle her şeye dahi lâzımdır." Devamıyla izah eder misiniz?

  5. "O Alîm-i Zülcelâlin nur-u ilmine karşı eşyanın gizlenmesi, bin derece daha gayr-ı kabildir, muhaldir. Çünkü huzur var." Bu iki cümleyi, nur-i ilim ve huzur kavramlarını esas alarak açıklar mısınız?

  6. "Alîm-i Zülcelâlin nur-u ilmine karşı eşyanın gizlenmesi, bin derece daha gayr-ı kabildir, muhaldir." Allah’ın nur-u ilmine karşı mahlûkatın gizlenmesi neden muhaldir?

  7. Her şeyin daire-i şuhudunda olması ve her şeye nüfuzunun bulunması ne demektir?

  8. "Bütün mevcudatta görünen bütün hikmetler, o ilme işaret eder. Çünkü, hikmetle iş görmek, ilimle olur. Hem bütün inâyetler, tezyinatlar, o ilme işaret eder. İnâyetkârâne, lütufkârâne iş gören, elbette bilir ve bilerek yapar." İzah eder misiniz?

  9. "Hem herbiri birer mizan içindeki bütün intizamlı mevcudat ve herbiri birer intizam içindeki bütün mizanlı ve ölçülü hey’ât, yine o ilm-i muhîte işaret eder." Mahlûkatın mizan ve intizamla yapılmasının bir ilme dayanmasını izah eder misiniz?

  10. "Çünkü, intizam ile iş görmek, ilimle olur." Bu cümlenin hizmet-i imaniye cihetinden izahını yapar mısınız?

  11. "Hem bütün mevcudatta görünen muntazam miktarlar, hikmet ve maslahata göre biçilmiş şekiller, bir kazânın düsturuyla ve kaderin pergâriyle tanzim edilmiş gibi meyvedar vaziyetler..." Kazânın düsturu ve kaderin pergârı ifadeleri ile izah eder misiniz?

  12. "Çünkü rızkı gönderen, rızka muhtaç olanları bilecek, tanıyacak, vaktini bilecek, ihtiyacını idrak edecek; sonra rızkını layık bir tarzda verebilir." İzah eder misiniz?

  13. "Hem umum zîhayatın, ipham ünvanı altında bir kanun-u taayyüne bağlı olan ecelleri, ölümleri bir ilm-i muhîti gösteriyor..." Canlıların ömürleri ile İlm-i muhit arasındaki münasebeti biraz daha izah eder misiniz?

  14. "Hem icad ve ibdâ-ı eşyada kemâl-i suhulet, bir ilm-i ekmele delâlet eder." cümlesini izah edip, süratle ve suhuletle yaratılmaya misaller verir misiniz?

  15. "Madem şu Kâinat Sahibinin böyle bir ilmi vardır. Elbette insanları ve insanların amellerini görür ve insanlar neye lâyık ve müstehak olduklarını bilir..." Biyedihil hayr meselesinde tadat edilen hakikatlerin; paragrafla alakasını izah eder misiniz?

  16. "Her bir şeye, hususan her bir zîhayata, pek çok müşevveş ihtimâlât içinde, muayyen bir ihtimalle ve pek çok akîm yollar içinde, neticeli bir yolla ve pek çok imkânât içinde mütereddit iken gayet muntazam bir teşahhus verilmesi,.." İzah eder misiniz?

  17. "Çünkü, her şeyin vücudunu ihata eden hadsiz imkânât ve ihtimâlât içinde ve semeresiz, akîm yollarda ve karışık ve yeknesak, sel gibi mizansız akan câmid unsurlardan, gayet hassas bir ölçüyle,.." Devamıyla izah eder misiniz?

  18. "Bir kısım feylesofların irade-i İlâhiyeyi nefiy ve bir kısım ehl-i bid’atın kaderi inkâr ve bir kısım ehl-i dalâletin, cüz’iyâta adem-i ıttılaını iddia etmeleri ve tabiiyyunun bir kısım mevcudatı tabiat ve esbaba isnad etmeleri..." izah?

  19. "Meşiet-i İlâhiye ile vücuda gelen işlerde, 'inşaallah, inşaallah' yerinde, bilerek 'tabiî, tabiî' demek ne kadar hata ve muhalif-i hakikat olduğunu kıyas et." Günlük hayatta "tabiî, tabiî" demek mahzurlu mu?

Yükleniyor...