"Amiriyet, bir Kadîr-i Mutlakta ne derece o redd-i müdahale kanunu ne kadar esaslı bir surette hükmünü icra ettiğini kıyas et." İzah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Amir olmanın basit ve zayıf bir gölgesine sahip olan bir öğretmen, kendi dersinde kendi sınıfında başka bir öğretmenin ders vermesine ve dersine müdahale etmesine razı olmayacağı gibi müdahale de ettirmez.

Yine bir müdür; muavenet ve yardıma muhtaç olduğu hâlde, kendi okulunda kendine eşdeğer ikinci bir müdürün varlığına tahammül edemeyeceği gibi, işlerine karışmasına da asla müsaade etmez.

Bir ülkede devlet kendi otoritesini tehdit eden bir örgütlenmeye tahammül etmediği gibi, en ağır ceza ile cezalandırıyor.

"Acaba saltanat-ı mutlaka suretindeki hâkimiyet ve rububiyet derecesindeki âmiriyet" ifadesi, başlı başına ortaklığı reddeden manalarla doludur. Allah'ın saltanatı zahiri değil, hakikidir. Cüz'i değil külli, bölgesel değil bütün yaratılanları kapsar. Ayrıca Allah'ın amiriyeti de yine zahiri değil "rububiyet derecesinde" bir amiriyettir. Yani bizzat terbiye ederek ve yaratarak amirlik yapıyor.

İşte böyle bir mutlak saltanatın, hâkimiyet ve tasarruf sahibi sonsuz bir kudretin; kendine eşler ve ortaklar edinmesine hem ihtiyaç yok, hem de gereksiz bir ihtimaldir. Zayıf ve yardıma muhtaç bir insan bile hâkimiyet ve amiriyet adına başka ellerin kendine karışılmasına tahammül edemezken, yardıma muhtaç olmaktan münezzeh ve mukaddes olan sonsuz bir kudretin; şirke müsaade etmesi, şirke ihtiyaç duyması aklen mümkün değildir.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 736
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yükleniyor...