"Ayinelerin değişmesi, şaşaa-i cemalin cilvesini tazeleştirir, güzelleştirir." cümlesini izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Belki o mahbuplarda sebeb-i muhabbetiniz olan hüsün ve ihsan, fazl ve kemal, o Mahbub-u Baki'nin cilve-i cemal-i bakisinden çok perdelerden geçip, gayet zayıf bir gölgenin gölgesidir. Onların zevâlleri sizleri incitmesin. Çünkü onlar bir nevi âyinelerdir. Ayinelerin değişmesi, şâşaa-i cemâlin cilvesini tazeleştirir, güzelleştirir. Madem O var, herşey var." (Mektubat, Yirminci Mektup, Birinci Makam)
Bir sinema şeridi, birbirinden farklı binlerce resim ve sahnelerle doludur. Bu sahneler arka arkaya ilerleyerek seyirciye keyif ve lezzet verir. Şayet bir resim ya da sahne donup kalsa ya da sürekli ayna manzara gösterilse, seyirciler usanır ve sıkılır. Bu yüzden, film bitene kadar sahneler sürekli olarak yenilenir; tazelenen her sahne seyirciye ayrı bir keyif ve lezzet verir.
Tabiri caiz ise, kâinat da Allah’ın isim ve sıfatlarının sahnelendiği bir sinema gibidir. Seyirciler ise insanlar, melekler ve cinlerdir. Allah onların hem dikkatini çekmek hem de usandırmamak için kâinatı bir film şeridi gibi daimî hareket ile tazelendiriyor.
Kâinat isim ve sıfatların tecelli ettiği büyük bir ayna, mahlukatın zaman şeridinden gelip geçmesi ise tazelenmedir. Kâinat üstünde görünen güzellikler ise, Allah’ın sonsuz güzelliğinin bir tecellisi oluyor. Eşya tazelendikçe bu güzellik daha parlak oluyor.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü