"Benim, beşerin hilkâti hakkında bir hikmetim vardır; o hikmetin hâtırası için, fesâtlarını nazara almam, fermân etmiştir." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
Buradaki hikmet; insanların içinden çıkan peygamberler, mücedditler, müçtehidler, evliyalar, âlimler ve salih kimselerdir ki, bunlar her ne kadar kâfir ve fasıklara göre kemiyeten (sayı olarak) az olmuş olsalar da keyfiyet (kalite) açısından Allah’ın rıza ve teveccühünü kazanmışlar ve tür olarak insanlığın yaratılmasına sebep olmuşlardır.
Yani tabiri caiz ise, insanlığın hayırlı tarafı keyfiyeten şerli tarafına galip gelmiş ve Allah’ın yaratmasına bir manevî hikmet olmuştur. Bu yüzden Allah, o hikmete binaen, yani hayırhah insanların hatırı için şerli insanların fesatlarını nazara almamıştır.
"Duanın tesiri azîmdir. Hususan dua külliyet kesb ederek devam etse, netice vermesi galiptir, belki daimîdir. Hattâ denilebilir ki, sebeb-i hilkat-i âlemin birisi de duadır. Yani, kâinatın hilkatinden sonra, başta nev-i beşer ve onun başında âlem-i İslâm ve onun başında Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâmın muazzam olan duası, bir sebeb-i hilkat-i âlemdir. Yani, Hâlık-ı Âlem, istikbâlde o zâtı, nev-i beşer nâmına, belki mevcudat hesâbına bir sâadet-i ebediye, bir mazhâriyet-i esmâ-i İlâhiye isteyecek bilmiş, o gelecek duayı kabul etmiş, kâinatı halk etmiş." (Yirmi Dördüncü Mektup Birinci Zeyl)
Demek insanın yaratılmasının en mühim sebebi, Habib-i Kibriya Efendimiz (s.a.v.)’in duasıdır ki, Allah, o duayı geri çevirmemiştir. Fesad çıkaran bir kavim olsa bile...
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar