"İşte arzın, hepsinden evvel tekâsüf ve tasallûb etmekle acele kabuk bağlayarak uzun zamanlardan beri menşe-i hayat olması itibarıyla, hilkat-i teşekkülü, semavattan evveldir." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"İşte arzın, hepsinden evvel tekâsüf ve tasallûb etmekle acele kabuk bağlayarak uzun zamanlardan beri menşe-i hayat olması itibarıyla, hilkat-i teşekkülü, semavattan evveldir."
Bu cümlede, ilk katılaşan, ilk yoğunlaşan ve hayata ilk olarak elverişli hale gelen gezegenin dünya olduğu ifade ediliyor. Bu açıdan dünya semadan önce geliyor.
"Fakat arzın bast edilmesiyle nev-i beşerin taayyüşüne elverişli bir vaziyete geldiği, semavatın tesviye ve tanziminden sonra olduğu cihetle, hilkati, semavattan sonra başlarsa da bidayette, mebde'de ikisi beraber imişler."
Bu cümlede ise, dünyanın insan hayatına elverişli bir hale gelmesinin semanın tesviye ve tanziminden sonra olduğu ifade ediliyor.
"Binâenalâhâzâ, o üç âyetin aralarında bulunan zahirî muhalefet, bu üç cihetle mutabakata inkılâp eder."(1)
Ama ilk var edilmeleri, yokluk karanlığından varlık sahnesine çıkmaları aynı anda olmuştur. Çünkü ilk var edilen madde bütün kâinatın hamuru ve özü oluyor. Bütün kâinat bu hamurdan ve bu özden neş’et ediyor. Bu durumda bütün maddî ve kevnî âlem eşit bir şekilde yaratılmış oluyor.
Ama daha sonra tesviye, tanzim, tefriş safhaları farklı farklı oluyor. Dünya hayata mekân olma bakımından ilktir ve semadan önce gelir. Ama dünyanın insan hayatına mekân olması semanın tesviyesinden sonra oluyor.
(1) bk. İşârâtü'l-İ'câz, Bakara Sûresi, 29. Ayet Tefsiri.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü