"Beyanat-ı Kur’aniye o kadar harikadır, o derece letafetli ve selasetlidir; en basit bir ami, en derin bir hakikati onun beyanından kolayca tefehhüm eder." Ne demektir?
- Kimisi 70 ciltler yazılan binlerce tefsire ihtiyaç duyulmuşken en basit bir ami nasıl olur da en derin bir hakikatı kolayca Kur'an'dan anlar?
- Elde iktida edilecek bir tefsir olmaksızın en basit bir amînin tefhimi nasıl olacak?
- Tarihte hariciler buna kötü bir örnek teşkil etmiyor mu?
Değerli Kardeşimiz;
Cenab-ı Hakk'ın iki sıfatından gelen iki kitabı vardır. Bunlardan birisi, kelam sıfatından gelen Kur'an'dır. Diğeri ise, irade sıfatından gelen kâinat kitabıdır. Kâinat kitabı herkese gayet net ve berrak olduğu halde, bilim adamlarının kâinat kitabından elde ettiği bilgi ve derinlik, bilimsel çalışmalardan uzak olan birisinin elde ettiği bilgilerden çok daha geniştir.
Aynı şekilde Kur’an her anlayıştaki insana hitap eder onu işba edip doyurur demektir. Yoksa herkesi eşit makama çıkarır herkesi aynı ilmi derinliğe kavuşturur denmiyor.
Faraza bir adam elinde küçük bir maşrapa ile diğer bir adam varil ile daha başka bir adam da büyük beş on tonluk büyük bir tanker ile geldi, Kur’an çeşmesinden kaplarını doldurdular, bu çeşme hepsini tatmin etti, ihtiyacını gördü. Sadece beş on tonluk kabı olan doldurdu diğer maşrapalı adamı noksan bıraktı denilebilir mi?
Kur’an muhtelif olan bütün anlayış tabakalarına istediğini ve ihtiyacı olanı veriyor onları tatmin edip işba (doyurmak) ediyor.
Mesela, ahirete iman bahsi izah ve ispatı çok müşkül ve zor bir konudur. Kuran öyle temsil ve deliller getiriyor ki en ami adam da en zeki adam da en cahil de en alim de bu izah ve delillerden kabını doldurup tatmin olubiliyorlar. Ama ami ve cahil adamın kabı küçük iken alim ve zeki adamın kabı büyüktür, ikisinin istifade oranı aynı değildir.
“Allah, rüzgârları gönderendir. Onlar da bulutları hareket ettirir. Biz de bulutları ölü bir toprağa sürer ve onunla ölümünden sonra yeryüzünü diriltiriz. İşte ölümden sonra diriliş de böyledir.” (Fatır, 35/9)
“O, gökten bir ölçüye göre yağmur indirendir. Biz onunla ölü araziyi canlandırdık. İşte siz de böyle diriltileceksiniz.” (Zuhruf, 43/11)
Benim gibi ami ve cahil bir adam şu iki ayetten haşrin ispatı noktasından birkaç kelam cümle anlar kabını doldurur. Bediüzzaman gibi bir âlim bu iki ayetten Haşir Risalesi gibi büyük ve geniş bir mana çıkarır. Ama ikimiz de dersimizi alıp bu müşkül meselede mutmain oluruz.
Hariciler hakkı bırakıp batıl yollara saptıkları için Kur’an okyanusundan yeterince istifade edemiyorlar. Batıl yollarla hak neticeye gidilemez.
İlave bilgi için tıklayınız:
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü