"Bir dostum vardı, takvâsı ifrat derecesindeydi." Takva ve kullukta ifrat ve tefrit var mıdır, aşırısı zarar mıdır?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"İfrat ve tefrit", doğru yoldan çıkmak sırat-ı müstakimden ayrılmak manasına geliyor. Dolayısı ile doğru yolun içinde ve sırat-ı müstakim dairesinde yapılan çok ibadet, zikir ya da titizlikle günahlardan kaçınmak ifrat ya da tefrit şumulüne girmezler.

Mesela, kırk yıl yatsı abdesti ile sabah namazı kılmak, bir gecede iki bin rekât namaz ifa etmek, bir vakit namazında Kur’an hatmetmek belki herkesin güç yetireceği bir ibadet değil, ama yapan için de ifrat olarak değerlendirilemez.

Kur’an ve sünnet ölçüsünde yaşamak, vasat yol iken, bunun dışında yaşamak ise ifrat ve tefrittir. Bir insan Kur’an ve sünnet hususunda ne kadar derine dalmışsa, o kadar kuvvet ve fazilet kazanmış demektir; Hazret-i Ebu Bekirler ve Ömerler gibi. Bir kimse de Kur’an ve sünnette ne kadar sathî ve sığlıkta kalmışsa, o kadar ifrat ve tefrite yakın demektir. Zira Kur’an ve sünnet, Allah’ın, insanlık için ortaya koyduğu bir istikamet, bir mizan ve ölçüdür. İnsanların ihdas ettiği meslek ve fikirler ise, bu ölçü ve muvazenenin dışındadır. Tabiî insanların fikirlerinin mahsulü olan bu fikir ve cereyanlarda Kur’an ve sünnet ile mutabakat arzeden cihetler bulunabilir, onlar bahsimizden hariçtir.

Dinde ifrat ve tefrit, ancak sünnet ölçülerinin dışına çıkmak ile olur. Mesela Peygamberimiz (asm) yılın belli aylarında ve belli günlerinde oruç tutmuş iken, bizim yılın tamamını oruç ile geçirmemiz ifrat, hiç oruç tutmamamız da tefrit olur.

İbadet yapmakta da ifrat ve tefrit olur. Az ibadet etmek tefrittir. Gece-gündüz hep ibadet etmek de ifrattır. Gücünün yetmediği şekilde ibadet etmeye çalışmak, mesela geceleri hiç uyumadan namaz kılmak, gündüzleri hep oruç tutmak, hanımından uzak kalmak, helal ve meşru olan bazı şeyleri hiç yememek, ifrattır, aşırı gitmektir.

Peygamber Efendimiz (asm.); gündüzleri devamlı oruç tutup, geceleri de ibadetle geçiren Abdullah b. Amr'ı(ra) böyle yapmaması hususunda ikaz etmiştir.

Hadis-i şerifte bu hususlara şu şekilde işaret ediliyor:

"Din kolaylıktır. Vasattan ayrılıp aşırı gideni din mağlup eder."(1)

"Din kolaylıktır. Bir kimse, onu ince eleyip sık dokursa, din ona mutlaka gâlip gelir. Öyle ise, ifrat ve tefritten sakının, orta yolu tutun."(2)

Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi, bazı hususî şahısların hususî ibadet ve takvaları onlar açısından ifrat olmaz, ama bu hususi halleri herkese teşmil etmek ifrat olur, kabul edilemez. Hadislerde de ifade edilen, bu gibi hususî hallerin teşmil edilmesidir.

Dipnotlar:

(1) bk. Câmiü’s-Sağîr, 3/2706.
(2) bk. age., Hadis No: 1132.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 4.675
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yükleniyor...