Birinci Basamak'ta, semâvatın sekenelerinin idrak sahibi olduğu ifade ediliyor. Zeminde olduğu gibi, semâvatta da idrak sahibi olmayan mahlûkat yok mudur?
Değerli Kardeşimiz;
“Onlar dahi ins ve cin gibi, şu âlem sarayının seyircileri ve şu kâinat kitabının mütalâacıları ve şu saltanat-ı Rububiyyetin dellâllarıdırlar.”(1) cümlesinde geçen vazifeleri sadece insanlar, cinler ve melekler yapabilmektedirler.
Hayvanlar, şu âlem sarayını seyretme, ondaki ince hikmetleri ve güzel sanatları tefekkür etme, her kelimesi nice mânalar taşıyan bu kâinat kitabını okuma kabiliyetinden mahrumdurlar.
“Saltanat-ı Rububiyyetin dellâlları” olma vazifesini insan dışındaki canlılar ancak lisan-ı halleriyle yaparlar; bu noktada diğer bitki türleriyle ve cansızlar âlemiyle benzerlik arz ederler. Güneşler, yıldızlar, dağlar, deryalar gibi, ağaçlar ve çiçekler de kendilerini ancak Allah’ın terbiye ettiğini halleriyle ilan eder, kendilerine mahsus tesbihlerini yaparlar. Ama insanlar, cinler ve melekler, kendilerindeki terbiye tecellilerini görme ve gösterme yanında, âlemdeki İlâhî terbiyeleri de idrak eder, okur, anlar ve ilan ederler.
Yeryüzünde yaşayan canlılardan sadece insan nevinde akıl ve bunun neticesi olarak tefekkür etme, istidlalde bulunma, hükümler çıkarma kabiliyeti vardır. Diğer canlılar şuur sahibidirler, ancak akıl sahibi değillerdir. Her canlı, yavrusunu, rızkını ve düşmanını tanır. Bu yönüyle şuur sahibidir. Ancak, düşünmekten ve ibret almaktan uzak sade bir ruhları vardır.
Üstad Hazretlerinin ifadelerinden, semâda bu tip canlıların bulunmadığını anlıyoruz. İlim de henüz, canlıların yaşadığı bir gezegen yahut yıldız keşfetmemiştir.
1) bk. Sözler, On Beşinci Söz.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü