"Birtek güneşi inkâr ve kabul etmemekle, katarat sayısınca, kabarcıklar miktarınca, parçalar adedince hakikî ve bil’asâle güneşçikleri kabul etmek lâzım geliyor." İzah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"Hem nasıl ki bulutsuz gündüz ortasında güneşin deniz yüzünde, bütün kabarcıklar üstünde ve karada bütün parlak şeylerde ve karın bütün parçalarında cilvesi göründüğü gibi ve aksi müşahede edildiği halde güneşi inkâr etmek ne derece acip bir divanelik hezeyanıdır. Çünkü, o vakit bir tek güneşi inkâr ve kabul etmemekle, katarat sayısınca, kabarcıklar miktarınca, parçalar adedince hakikî ve bil'asâle güneşçikleri kabul etmek lâzım geliyor." (1)
Güneşin tecellisiyle parlayan bütün kabarcıklarda ve parlak şeylerdeki ışıkların güneşten geldiği kabul edilmediği taktirde o zaman bu ışık ve hararetin, o parlak şeylerin kendi malı olduğunu kabul etmek zorunda kalınacaktır.
Güneş, bütün parlak ve şeffaf şeyler üstünde tecelli eder, yansır. Yansıdığı şeyin üstünde de ışığı ve ısısı belirir. Bu da o ışık ve ısının güneşten geldiğinin bir delili bir vesikasıdır. Şayet o parlak şeyler üstünde beliren ısı ve ışığın bir güneşten geldiğini kabul etmezsek, o zaman o şeylerin içinde hakiki ve bizzat küçük bir güneşçiğin, yani bir ışık ve ısı kaynağının olduğunu kabul etmemiz gerekir.
Bu da bir güneşe bedel milyonlarca güneşi kabul etmemiz mânasına gelir. Yani bir tek güneşi kabul etmeyen kimse, parlak ve şeffaf şeyler adedince hakiki güneşleri kabul etmek zorundadır.
Şems-i ezel ve ebed olan Allah Teâlâ da esmâ-i hüsnâsı ile şu âlemi ve âlemdeki bütün eşyayı aydınlatmıştır. Aynadaki ışık Güneş’i gösterdiği gibi, şu âlem aynasında tecelli eden isim ve sıfatlar da Cenâb-ı Hakk’ı göstermektedir. Zira ışık kaynaksız olmadığı gibi, isim müsemmâsız, sıfat mevsufsuz olamaz.
Bütün mahlukat esmâ ve sıfatlara aynadırlar. Cenab-ı Hakk’ı kabul etmeyen insan bütün bu aynalardaki tecellilerin o aynaların kendi malı olduğunu kabule mecbur kalacaktır. Bu ise esmâ tecellileri adedince batıl ilahları kabul etmek demektir.
Sadece bir misal vermekle yetineceğiz: Meyvedar her ağaç Allah’ın Rezzak isminin bir aynasıdır. Her bir meyvesi -aynada temessül eden güneş gibi-, Rezzak ismini gösterir. Bütün rızıkların Rezzak isminden geldiğini ve o güneşin tecellileri olduğunu kabul etmeyen insan, o şuursuz odun parçası olan her bir meyve ağacını “rızık verici” bilme zilletine düşer.
(1) bk. Sözler, Onuncu Söz, Mukaddime.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü