"Bu zelzele benim itikadımda “şakk-ı kamer” gibi bir mu’cize-i Kur’an’dır..." Bu hangi depremdir, ayın yarılmasına neden benzetilmiş olabilir?
Değerli Kardeşimiz;
Bu zelzele 20 haziran 1943 yılında saat 17:32 de meydana gelen Adapazarı-Hendek zelzelesidir. O yıllarda Üstad'ımız Kastamonu'da sürgün olarak bulunuyordu. Üstad'ımız aşağıdaki Mektub'da bunun sebebini anlatıp, kâfir mümin herkese ilahi bir gazabın eseri olduğunu göstermiştir. Öyle ki, nasıl ki Şakk-ı Kamer herkese Peygamberimizin (a.s.m) hak olduğunu göstermiş, öyle de bu zelzele dahi Allah'ın emirlerini çiğneyenlerin uğrayacağı felaketleri açıkça ortaya koymuştur.
Aşağıda bu zelzele ile ilgili Mektub'a bakabilirsiniz.
"Risale-i Nur’un erkân-ı mühimmesinden bir zat yazıyor ki:
"Adapazarı zelzelesinin aynı gününde, zelzeleden birkaç saat evvel, umumî ve herkese göstermek için, bir büyük tiyatro teşekkülüyle ve oyuncu kızlardan dört güzelini çırıl çıplak olarak âlâyişle çarşı ve pazarda gezdirerek, o câzibedarlara kapılan tiyatro binasında toplanan bin kişiden fazla seyirciler, oyun başlarken, birdenbire arz, kemâl-i hiddet ve gayz ile onların hayasız yüzlerini dehşetli tokatladı, mahvedip zîr ü zeber etti. Ve o binayı hâk ile yeksan eyledi."
"Ben, dünyanın bu nevi hadiselerinden iki senedir hiç haberim yoktu, bakmıyordum. Fakat bugünlerde hem Hüsrev ve hem Kahraman Çelebi zelzeleden haber vermeleri ve Hüsrev ve rüfekasının kanaatiyle, Isparta’nın gürültülü zelzelesi karşısında Risale-i Nur’u kuvvetli bir kalkan bulmasıyla hiçbir zarar vermemesi ve Risale-i Nur’a muarız bir hocanın bütün hasılatını mahveden dolu, o muarıza has kalması, başkasına ilişmemesi bir derece kanaat verir ki, ekser vilayetlere giren ve Adapazar’a girmeyen Risale-i Nur’un ehemmiyetli bir esası olan tesettür şiarını bu derece açık ihanetiyle, Risale-i Nur, onların yardımlarına koşmamış diye, yalnız bu hadiseye baktım." (Kastamonu Lahikası, 167. Mektup: Medar-ı ibret ve hayret bir hâdisedir.)
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü