"Cemîl-i Zülcelâlin bütün isimleri, "Esmâü’l-Hüsnâ" tabir-i Samedânîsiyle gösteriyor ki, güzeldirler." Kahhar gibi Celalî isimlerin güzelliğini nasıl anlayabiliriz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"Her şeyde, hattâ en çirkin görünen şeylerde, hakikî bir hüsün ciheti vardır. Evet, kâinattaki her şey, her hadise, ya bizzat güzeldir, ona hüsn-ü bizzat denilir; veya neticeleri cihetiyle güzeldir ki, ona hüsn-ü bilgayr denilir. Bir kısım hâdiseler var ki, zahiri çirkin, müşevveştir. Fakat o zahirî perde altında gayet parlak güzellikler ve intizamlar var."

“Hüsn-ü bizzat”, zatında güzel demektir. Semanın güzelliği, baharın güzelliği, denizin güzelliği, ormanın güzelliği, gündüzün güzelliği, sıhhatin güzelliği gibi çok güzellik bu gruba girer.

“Hüsn-ü bilgayr” ise, çirkin görünmekle birlikte neticesi itibariyle güzel mânâsına gelmektedir. Çiçek bizzat güzeldir, gübre ise neticesi itibariyle güzeldir.

Bizzat, yani zatında güzel olan şeyleri herkes güzel görür, ama zatında çirkin görünmekle birlikte neticeleri itibariyle güzel olan şeylerdeki güzelliği herkes göremeyebilir. Meselâ, sıhhat bizzat güzeldir, hastalık ise günahlara kefaret olması cihetiyle güzeldir.

Gündüz bizzat güzeldir; gece ise neticeleri itibariyle güzeldir. Hayat bizzat güzeldir; ölüm ise dünyadan daha güzel bir âleme gitmeye vesile olduğu için neticesi itibariyle güzeldir. Misaller artırılabilir...

Bize göre çirkin görünen şeyler ve hâdiseler de İlâhî isimlerin tecellisine ayna olmaktadırlar. Bütün isimler güzel olduğu gibi, onların bütün aynaları da güzeldir.

Âyet-i kerîmede her şeyin güzel yaratıldığı beyan ediliyor. Güzelliği, faydası, hikmeti herkes tarafından açıkça görünen ve bilinen şeylerde zaten bir tereddüt olmaz. Ancak, çirkin şeylerdeki güzelliği herkes göremediğinden, bu “her şey” içine bize çirkin görünen şeylerin ve hâdiselerin de dâhil olduğuna dikkati çekmek üzere bu ilave bilgiye yer verilmiştir.

Cemil-i Bâki’ye bakan yüzler hep güzeldir. Bunu iki şekilde anlayabiliriz. Birisi yukarıda arz ettiğimiz gibi her şeyin neticesi güzeldir, bu ise Allah’ın takdiriyledir ve “Kaderin her şeyi güzeldir.”

Gafil insana, “Ölümün peçesi gerçi karanlık, siyah, çirkin” görünüyor; dünya hayatını her şeyiyle bırakmaktan büyük rahatsızlık duyuyor. Bu büyük ayrılıktan ruhun elem çekmemesinin en önemli şartı dünyanın mahiyetini bilmektir. Meselâ, ölümün güzelliğini göremeyebiliyor. Hâlbuki Allah Resulünün (asm) haberiyle, “Kabir ya cennet bahçelerinden bir bahçe yahut cehennem çukurlarından bir çukurdur.” (Ahmed b Hanbel, el-Akide, s 74-76)

İman ve salih amel ile kabirlerini bir cennet bahçesi olarak bulmaya çalışan insanlar, ölümün bu güzel yüzünü rahatlıkla görmektedirler.

Cenab-ı Hakk’ın bütün isimleri hikmet, adalet ve rahmet üzere tecelli ettikleri için güzeldirler.

Güzelliği sadece maddî olarak anlamak doğru değildir.

Zulme uğramış bir mazlumun hakkını zalimden almak ve onu cezalandırmak güzeldir.

Küfür, inkâr, tecavüz vesaire gibi çirkin ve dehşetli suçları Kahhar ismi ile cezalandırmak, Kahhar isminin manevî bir kemali ve manevî bir güzelliğidir. Cemil ismi nasıl cenneti yaratarak güzelliklerini sergiliyor ise, Celil ismi de zalim ve kâfirleri cezalandırmak için cehennemi yaratarak güzelliğini sergilemiş oluyor.

İnsana mutluluk veren, memnun eden her şey güzeldir. Mazlumun mutluluğu zalimin kahrolmasındadır.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 1.616
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...