"Zahirî musibetler altında ve neticesinde inayet-i İlâhiyenin çok tatlı neticeleri var." İzah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"Her şeyde, hattâ en çirkin görünen şeylerde, hakikî bir hüsün ciheti vardır. Evet, kâinattaki her şey, her hadise, ya bizzat güzeldir, ona hüsn-ü bizzat denilir veya neticeleri cihetiyle güzeldir ki, ona hüsn-ü bilgayr denilir. Bir kısım hadiseler var ki, zahiri çirkin, müşevveştir. Fakat o zahirî perde altında gayet parlak güzellikler ve intizamlar var."(1)

Üstadımız, bu ifadeleriyle, Allah'ın yarattığı her şeyin mutlak güzel olduğunu bariz bir şekilde ortaya koymuştur.

“Hüsn-ü bizzat”, zatında güzel demektir. Semanın güzelliği, baharın güzelliği, denizin güzelliği, ormanın güzelliği, gündüzün güzelliği, sıhhatin güzelliği gibi çok güzellik bu gruba girer. “Hüsn-ü bilgayr” ise, çirkin görünmekle birlikte neticesi itibariyle güzel mânâsına gelmektedir. Bu konuda verilen meşhur bir misali nakledelim: Çiçek bizzat güzeldir, gübre ise neticesi itibariyle güzeldir. Bu misali yaygınlaştırabiliriz.

Bizzat, yani zatında güzel olan şeyleri herkes güzel görür, ama zatında çirkin görünmekle birlikte neticeleri itibariyle güzel olan şeylerdeki güzelliği herkes göremeyebilir. Meselâ, sıhhat bizzat güzeldir, hastalık ise günahlara keffaret olması cihetiyle güzeldir.

Gündüz bizzat güzeldir; gece ise neticeleri itibariyle güzeldir. Hayat bizzat güzeldir; ölüm ise dünyadan daha güzel bir âleme gitmeye vesile olduğu için neticesi itibariyle güzeldir. Misaller artırılabilir...

Bize göre çirkin görünen şeyler ve hâdiseler de İlâhî isimlerin tecellisine ayna olmaktadırlar. Bütün isimler güzel olduğu gibi onların bütün aynaları da güzeldir.

Musibetlerin zahiri çirkin gibi durabilir, şer gibi görünebilir, ama onların altında ve neticesinde çok güzellikler ve tatlı nimetler bulunuyor. Bunlar;

  1. Mesela musibetler sabırla karşılanırsa, cehenneme vesile olan günahlara keffaret oluyorlar.
  2. Musibetlerin her bir dakikası, normal zamanlarda elde edilmesi çok zor olan büyük sevaplara vesile oluyor.
  3. Musibetlerin Allah'tan geldiğini bilmek, sabretmek ve hatta şükretmek vasıtasıyla menfi ibadet olup, ciddi manevî mertebelerin kazanılmasına vesile olmaktadır.
  4. Musibetler Allah ile kul arasında hususi bir alış veriştir. İnsan en aciz ve çaresiz bir anında Allah’ın inayet ve yardımını hissediyor. Sair zamanlarda bunu hissiyat-ı insanın yakalaması çok zor.
  5. Musibetler insanın ruhuna ve kalbine şefkat, nezaket, ferağat, içtimaî şuur gibi hisleri galeyana getiriyor ve incelik katıyor.

Musibetlerin bu sayılanlardan başka daha çok faydaları ve İnayet-i ilahiyeye bakan vecihleri vardır.

(1) bk. Sözler, On Sekizinci Söz.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 1.553
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...