"Cesed-i Misalî" Ne Demektir?
Değerli Kardeşimiz;
Peygamberler ve evliyalar, nefis ve cesetlerini tam terbiye edip tam bir nuraniyet kazandıkları için, onların cesetleri normal insanların cesetleri gibi zaman ve mekân ile kayıtlı hantal bir yapıda değildirler. Onların mübarek cesetleri mübarek ruhları gibi nurani ve hafiftirler, bu sebeple maddi kayıtlardan da azadedirler.
Bundan dolayı peygamberler ve evliyalar, cesetleri ile beraber semanın dairelerine çıkıp seyahat edebilirler. Peygamberlerin ve evliyaların ağırlıklarını bırakması, cesetlerinin manevi bir terbiye ile nuranilik kazanıp maddi kayıtlardan kurtulması anlamındadır.
Dünyada yaşayan diğer insanlar da ölüm ile maddi cesedini çıkarıp sema dairesine çıkarlar, tabi ehl-i iman ise. Yani iman ehli bir Mümin Salih bir kimse ise ölünce ruhu serbest kalır ve sema dairelerinde seyran eder.
Burada şunu anlıyoruz, sema dairelerine çıkmak ve gezmek için latif ve hafif bir mahiyete sahip olmak gerekiyor. Latif ve nurani bir mahiyet ya tab'an (yaratılıştan) olur ya da kesb-i iman ve riyazet ile mümkündür. Mesela, cinler tab'an hafif ve latif varlıklar olduğu için, sema dairelerine yükselebilirler. Evliyalar da kesb-i iman ve riyazet ile cesedi latifleştirip çıkıyorlar.
Özetle, "cesedin misali olması" nuraniyet kazanmasıdır. Ceset nuraniyet kazanırsa, madde ve mekânın kayıtlarından kurtulur ve sema dairelerine çıkabilir.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü
Yorumlar
Cesed-i necmi, yükseklik ve ulviyet ifade eden bir teşbihtir. Yıldızlar şu dünya gibi olmayıp arızalardan, kazurat ve süfliyattan uzaktırlar. Onlardan bir kısmı cennetin seması ve tezyinatı mesabesindedir. Bazıları da melaike ve ruhaniyete meskendirler. Aynen bunun gibi Peygamber Efendimizin o ulvi mahiyete sahip olan mübarek cesedi de yaratılış itibariyle kusurdan ve noksaniyetten beridir.
Beden-i misali ise, Onun bedeninin letafetini ifade eden ayrı bir teşbihtir. Aynadaki görüntümüz bedeninizden çok daha latiftir. Hayalimiz, misal âleminden haber vermektedir. Hayal âleminde sür’at ve intikal çok seridir. Misalin ve hayalin ilgi alanları çok şümullü ve ihatalıdır.
Demek ki bu iki teşbihten birincisiyle Peygamberimizin vücudunun yüce ve âli olduğu, ikincisiyle de latif ve nuranî olduğu anlatılmaktadır. Eğer vücud-u Muhammedi bu hususiyet ve kemalatı taşıyorsa, ruh-u Muhammedinin (asm) ne kadar ulvi ve âli olduğu kıyas edilebilir.
Resulullahın (asm) cesed-i necmi ve beden-i misalisi nuraniyetin sırrını taşıyor. Onun bedeni maddi olmakla beraber nuraniyetin özelliklerini de taşımaktadır. Mesela cam, kâğıttan daha kalın ve daha ağır olduğu halde, şeffaf olup bir nevi nuraniyyet taşır. Bazı mermerler vardır ki taş olmakla beraber ışığın görülmesine ve geçmesine mani değillerdir.
İşte cesed-i necmi ve beden-i misali ifadelerine bu iki misal canibinden bakıp değerlendirebiliriz.