İnsanın hissiyatı, nasıl ruhun seviyesine çıkar ve ruhun bazı vasıfları nasıl şekillenir?
Değerli Kardeşimiz;
Ruh ile beden tabiat olarak birbirine zıt varlıklardır. Ruh nuranî ve latif bir varlıktır, beden ise maddî ve kesif bir varlıktır. Ruh, zaman ve mekân kaydından mücerrettir; beden ise zaman ve mekân ile mukayyettir. Beden, bir yere ulaşmak için yol kat etmesi gerekir, bir anda ancak bir iş ile meşgul olabilir. Ruh, bir anda binlerce işi tedbir edecek bir mahiyettedir. Aynı anda bedenin bütün her yerinde hazır ve nazır olabilir, beden ise aynı anda iki işi yapamaz. Ruh hafif ve kayıtsızdır; beden ise hantal ve sakildir. Ruh inbisat ve tekemmül ettikçe, ceset incelir, latif ve nurani olmaya başlar.
Allah imtihan gereği olarak, ruh ile bedeni dünya hayatı sürecinde beraber bulunduruyor. Ruh bu imtihandan dolayı, birçok fıtri vasıflarını kullanamaz; ama bazı büyük zâtlar, birtakım manevî terbiye ve terakki ile bedenini nuranileştirerek, ruhun derecesine yaklaşıyorlar. Böylece ruh ile beden, ruh hafifliğinde birçok maddî kayıtlardan kurtularak bir anda birkaç yerde bulunabilir, ulvî âlemlerde gezebilirler.
Avam insanlarda da bu durum rüya şeklinde tecelli eder. İnsan bedeni uyku halinde iken, ruh birçok âlemi gezip gelebilir. O âlemleri gezerken beden ile irtibatı kesilmez. Zira ruh gibi nuranî varlıklarda, zaman ve mekân kaydı yoktur. Bir anda birçok yerde bulunabilirler. Birtakım evliyaların bedeni ile bir anda birçok yerde görülmeleri, bu sırdan ileri geliyor. Ruh bedenden ayrılırken, bir parçasını bırakıp gitmiyor, nuraniyet sırrı ile bir anda birçok yerde bulunabiliyor. Bir lambanın bin aynada aynı anda temessül etmesi, meseleyi akla yaklaştırır.
Bedenimiz, birtakım dini ve riyazi terbiyeler ile ruh derecesine ve şeffafiyetine çıkabiliyor ise, maddenin kesifliğinden ve kayıtlarından azade olan duygular ve latifeler, elbette ruh gibi gelişip terakki edebilir. Hatta Peygamber Efendimiz (asm)'in mübarek bedeni de ruhu gibi, nuranî ve latif olduğu için, miraca cismi ile beraber çıkmışlardır. Resul-i Ekrem Efendimiz (asm.) her bir azası ile görür ve işitirdi.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü