"Dağların ve sahraların umum hikmetleriyle, hususan ihtiyatî iddiharlar cihetiyle getirdikleri şehadeti ve söyledikleri Lâ ilâhe illâ Hû tevhidini,.." Cansızların Allah'ı tanımaları nasıl olur?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Bütün mahlûkat lisan-ı hal ve lisan-ı kal ile Allah’ı hamd ile tesbih ederler. Lisan-ı kal bir şeyi düşünerek ve konuşarak söylemektir. Mesela iki insan bir araya geldiği zaman halini ve derdini konuşarak anlatırlar.

Mesela trafik lambaları avazı çıktığı kadar insanlara durun veya geçin diye bağırmazlar, hal dili ile yani cansız ve şuursuz renkler ile yol gösterirler. Konuşmak ya da bir hakikati ifade etmek sadece dil ile olmaz. Bunun dışında cansız ve şuursuz varlıklar canlı ve şuurlu varlıklar gibi hal dili ile çok şeyleri ifade edip ispat edebilirler.

Şimdi kâinatta ne kadar canlı veya cansız varlık varsa, hepsi ya hal dili ile ya da kal dili ile Allah’ın varlığına ve birliğine şahitlik ve Onu zikredip tesbih ediyorlar. Bunun en güzel ifadesi ise cansız ve şuursuz olan atomların canlı ve şuurluların yapamayacağı vazifeleri görmesidir. Bugün fennin beyanı ile atomlar o kadar mükemmel vazife ve işlere mazhar oluyor ki, zerre kadar aklı olan o atomun arkasında Allah’ın kudret elini görür ve o atomun hal dili ile Allah’ı zikrettiğini ve bismillah ile başlayıp elhamdülillah ile bitirdiğini anlar. Cansız varlıkların Allah’ı tanımaları, O’na tam itaat etmesi ve vazifelerini eksiksiz yapmalarıdır.

Cansız ve şuursuz varlıkların insan gibi bilmek ve tanımak tarzında değil de, kendilerine mahsus bir şekilde bilmesi ve şuuru olabilir, bu hikmet-i İlahiden uzak değildir. Cansız ve şuursuz mevcudat nasıl hal dili ile Allah’ı tesbih edip zikrediyor ise, kendilerine mahsus bir dil ya da şuur ile de Allah’ı bilip tanıyabilirler. Mahiyetini bilemememiz, olmadığı manasına gelmez.

Nitekim Kur’an’ın birçok ayetlerinde şuurun alametleri hükmünde olan tesbih ve zikir cansız varlıklara izafe edilmiştir. Bu ayetlerden bazıları şunlardır:

"Göklerde ve yerde bulunan her şey Allah'ı tesbih etmiştir. O, Aziz'dir, Hakîm'dir." (Hadîd, 57/1)

"Yedi gök, arz ve bunların içinde bulunanlar, O'nu tesbih ederler. O'nu övgü ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur, ama siz onların tesbihlerini anlamazsınız. O, Halîm'dir, çok bağışlayandır." (İsrâ, 17/44)

Dağların, denizlerin Allah’ı tanıması, o’na mükemmel bir şekilde itaat etmesi ve şuurlu bir varlık gibi muazzam hikmetlere merci olmalarıdır.

İradesiz ve şuursuz olan mahlûkat, lisan-ı halleriyle fıtrî vazifelerini yapıp, tesbih ve ibadette bulunuyorlar. Onlar vazife noktasından ne yaptıklarını bilmeseler de Allah’ın bilmesi kâfidir. Aynı şekilde cansız varlıklar da mahiyetini bilemediğimiz bir şekilde şevk ve lezzet alıyor olabilirler.

Üstadımıza göre cansız hiçbir şey yoktur. Hareketi olan her şeyin, kendine göre bir hayatı vardır. Her varlığın mazhar olduğu esmâ tecellileri onun bir nevi ruhu hükmündedir. Fakat haricî vücut giymiş bir ruhun varlığı, hayvanlardan itibaren başlar; insanlarda kemal noktasını bulur. Cansızlarda ve cemadatta ise; basit bir hayat mertebesi vardır. Üstadımız;

“Küremiz hayvana benziyor, asar-ı hayat gösteriyor. ... Hayatı varsa ruhu da vardır." (Sunuhat) buyuruyor. Buradaki ruh cemadatta tecellî eden esma-i hüsna demektir. Hareket hayatın bir hayat alametidir. Atomlar hareketli olduğundan, kendilerine ait basit bir hayat mertebesi vardır.

Lemaat'ta ise Üstadımız şöyle buyuruyor:

“Bence küre hayvandır.”

Kürenin hayvan olmasından maksat ise, maddeci felsefenin zannettiği gibi dünyamız meyyit cisimlerden ibaret değildir. Dünya, hayat sahiplerine nasıl bir beşik ise, aynı şekilde dünyanın kendisi de çok hikmet ve güzelliklere hizmet eden, hayata hayat bahşeden bir mezraadır. Yani mü’minin nazarında dünya işe yaramayan, ölü gibi mânasız ve hikmetsiz bir mahlûk değildir. Bu yönü ile dünya hayatlı bir varlık gibidir. Üzerinde Allah’ın çok san’at ve hikmetlerini şuur sahibi nazarlara ilan ediyor. Mevlana da bu hakikati şu ifadesiyle te’yid ediyor. “İnsanların bîruh zannetttikleri eşya zîruhtur”.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 5.216
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...