"Hem lisan-ı hal, hem lisan-ı kal ile ve başka tezahüratlarla sorulan bir suale cevaptır." Bu tarz sualler nasıl olabilir, izah eder misiniz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

"Birincisi: Hem lisan-ı hal, hem lisan-ı kal ile ve başka tezahüratlarla sorulan bir suale cevaptır."

"Deniliyor ki: 'Madem Risale-i Nur hem kerametlidir, hem tarikatlerden ziyade iman hakikatlerinin inkişafında terakki veriyor ve sadık şakirtleri kısmen bir cihette velâyet derecesindeler.'"(1)

Lisan-ı hâl ve kal olmak üzere iki türlü konuşma şekli vardır. Lisan-ı kal, bir şeyi düşünerek ve konuşarak söylemektir. Mesel,a iki insan bir araya geldiği zaman halini ve derdini konuşarak anlatırlar.

Bir de hâl dili ile konuşmak vardır. Yani hâli ve durumu ile karşı tarafa bir şey aktarmak ve anlatmaktır. Mesela, trafik lambaları avazı çıktığı kadar insanlara durun veya geçin diye bağırmazlar, hâl dili ile yani yeşil ile geç kırmızı ile dur derler; yani cansız ve şuursuz renkler ile bize yol gösterirler.

İletişim ve konuşmak ya da bir hakikati ifade etmek sadece konuşmak ile olmaz. Bunun dışında bırakın canlı ve şuurlu varlıkları, cansız ve şuursuz varlıklar bile canlı ve şuurlu varlıklar gibi hal dili ile çok şeyleri ifade edip ispat edebilirler.

Bir insanın yüz mimiklerinden ve davranış biçimlerinden ruh halini analiz edip ona göre hareket edebiliyoruz. Mesela, bir iş görüşmesine gittiğimizde işverenin endişeli ve güvensiz bakışlarından bizi işe almayacağını ya da bizden bir izah beklediğini mimiklerinden anlayabiliyoruz. Bu tarz soru ve cevaplara lisan-ı hâl ile konuşmak deniliyor.

(1) bk. Emirdağ Lâhikası-I, 52. Mektup.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Kategorileri:
Okunma sayısı : 5.193
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yükleniyor...