"Daire-i imkânda daha ahsen yoktur." cümlesini nasıl anlayabiliriz? Allah daha güzelini yaratamaz mı? "Biz insanı en güzel bir şekilde yarattık." ayeti ile nasıl tevfik edebiliriz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Kâinatın bu kurgusu içinde insan mutlak kemaldedir, bundan daha ahsenini tasavvur etmek insan için mümkün değildir.

Mesela, insanın gözünün yeri insan vücudunun en mükemmel yerinde ve işlevselliği en kemal derecededir. Bütün insanlık toplansa mevcut yerinden daha mükemmel bir yer ve icra ettiğinden daha kamil bir vazife bulamaz. Aynı şekilde bu kâinat formatında insan mutlak kemaldedir. Hem imtihan biçimi hem de ruh - beden mükemmelliği açısından, bundan daha ahsenini tasavvur ve tahayyül etmek insan için mümkün değildir.

"Ve 'Daire-i imkânda daha ahsen yoktur.' olan sözü İmam-ı Gazalî’ye dediren, hilkatteki kemâl ve hüsne adem-i kanaattir ve istihfaf demektir."(1)

İmam Gazali'nin bu sözü söylemesinin sebebi, "Yaratılan varlıklar, daha da güzel olabilirdi." deyip, mevcut varlığı hafife alanların varlığıdır. İmam Gazali bunlara cevap verirken: "Daire-i imkânda daha ahsen yoktur." demektedir.

Yani, Allah'ın, kudret ve ilmi gibi diğer sıfatlarında mübalağa ve mücazefeye gidenlere bir cevap niteliğindedir. Allah, daha büyüğünü daha mükemmelini yaratır, diyenlere karşı "Elbette ki daha büyüğünü, daha mükemmelini yaratır. Ancak değerlendirmeyi yaparken kâinat standartlarını esas almak lazım. Mevcut standartlar içinde en mükemmel budur." diyor.

Mesela, Allah, ağaçların boylarını beş yüz veya bin metre olarak yaratamaz mıydı? Elbette ki yaratabilirdi. Ancak hüsün ve kemalat yalnız uzunlukta değildir ki, ağacın uzunluğu ölçü alınabilsin. İnsanın istifade etmesi gibi birçok hikmet nazara alınınca, en mükemmel mevcut yaratılışı olduğu ortaya çıkar.

"Mükemmellik kavramı kime ve neye göredir?" sorusu çok önemli. Şayet kastedilen mükemmellik, kâinat kurgusu dışında ayrı bir kurgu ayrı bir varlık ise, elbette Allah her zaman daha mükemmelini yapmaya muktedirdir. Cennetteki varlıkların buradakinden çok daha mükemmel olmaları buna delildir. Lakin o zaman insan ile mukayesesi olmaz. Yani elma ile armut aynı değil ki birbiri ile kıyaslansın; elma kendi kulvarı içinde en mükemmel iken armut da kendi kulvarı içinde en mükemmeldir.

Traktör de araçtır, bir limuzin de ama ikisinin kulvarı farklı olduğu için, kemal anlamında kıyasları yapılamaz. Traktör tarla sürmede mükemmel iken limuzin binmek için mükemmeldir. Yani kemal görecelidir "kime ve neye göre"ye göre değişir.

Mesela, insan kâinat formatı içinde ve kendi kulvarında en mükemmeldir. İnsandan daha mükemmel bir varlık zatında mümkün olmakla birlikte vaki değildir.

Sonuç olarak, "Allah’ın kemal ve cemali bu kâinatla sınırlıdır." demek ne kadar hata ve yanlış ise, "Kâinat kurgusu içinde bu eserler mutlak kemalde ve cemalde değildir." demek de o derece hata ve yanlıştır.

Bu imkanlar ve şartlar içerisinde insandan daha mükemmel bir varlık, zatında mümkün olmakla birlikte hikmeten olmamalıdır, zaten de vaki değildir.

(1) bk. Muhakemat, Birinci Makale, Yedinci Mukaddime.

İlgili ders videosu için tıklayınız:
Prof. Dr. Şadi Eren, Muhakemat Dersleri (8.Bölüm)

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Okunma sayısı : 22.512
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

ah-yed
çok teşekkür ederim çok aydınlattınız.allah ilminizi artırsın
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Ziyaretçi (doğrulanmadı)
Bizim hilkat-i sebebimiz O'nu (c.c) taniyip, ubudiyyet icindir. Bu acidan gaye-i hilkatimizin inkisafina en guzel mekanda, en gerekli aletlerle donanmis bulunmaktayiz. Aslinda gayemize uygun bir hayat sergilersek, herseyin O'na (c.c) rucu etmek icin oldugunu musahade ederiz.
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
çekirdek

Elbette kainatın mevcut halinden daha mükemmel bir kainat daire-i imkanda yoktur..mesela hangi hadise olmasaydı dünya daha mükemmel olurdu? şeytanın olmaması mı? İkinci dünya savaşının olmaması mı? Dünyada çirkinliklerin ve şerlerin olmaması mı?.. "şu böyle olsaydı daha güzel ve mükemmel olurdu" diyeceğimiz hiç bir şey yoktur..

Ayrıca, elbette bu kainatın sahibi hakiki cemal ve kemalini teşhir edeceği ve akılları hayrette bırakacağı bir memleketi de var..Fakat, o memlekete herkes değil, hayatın sırrını anlayıp, hayatını su-i istimal etmeyenler girecek..amenna.

Ayrıca, Cenab-ı Hak, zatını da insanlara gösterip, hakiki cemal ve kemali de gösterip, cenneti bile insanlara unutturacak.

Elhasıl, kainatın yaratılmasındaki ilahi ulvi gayelerin tahakkuku ve tezahürü için en mükemmel hal, kainatın mevcut halidir

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
ekorkmaz
Cenneti unutuyoruz galiba.. “Orada öyle ikramlar olacak ki ne göz görmüş, ne kulak işitmiş, ne de kalb-i beşere hutur etmiştir."
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
drerkan
İnsanın beş duyusuda hikmetlidir.Göz daha küçük varlıkları görseydi hiçbir yere dokunamaz ,hiçbir gıdayı yiyemezdi.(elimizde milyonlarca mikrop var.) Kulak zarı bu frekans dışı seslere dayanamazdı vs.
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
karolin

"Daire-i imkânda daha ahsen yoktur."

O zaman Allahın daha iyisini, daha mükemmelini bu dünya şartlarında yaratması da bu standartlara göre mübalağa oluyor, olması gereken budur. 

Ben böyle anladım. 

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Sorularla Risale
İki kulak yerine beş kulak yaratsa insanın şu anki standardına uygun olmuyor denilebilir. 
Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
karolin

Kastettiğim bizi Cennetlik suretler ile yaratsaydı, bu da abartı olur. Çünkü dünya standartları bunu istemiyor. 

Sizin dediğiniz gibi Uzuv vs.  de sayıyı arttırmak abartı veya ifrat, azaltmak tefrit.

Allah razı olsun 

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.

BENZER SORULAR

Yükleniyor...