Davud aleyhisselâma verilen hikmete mazhar olabilmek için "evamir-i teklifiyeye itaat" şartı nazara veriliyor. Bu hususu nasıl anlamalıyız?
Değerli Kardeşimiz;
“Evamir-i teklifiyeye itaat” denilince, Cenab-ı Hakk’ın kullarına teklif ettiği bütün emir ve yasaklar anlaşılır. Davud aleyhisselâm bir peygamber olarak ilahi emirlere tam itaat etmiş, bu konuda çok hassas davranmış, ibadetlerini en mükemmel şekilde yapmış ve bunun neticesi olarak da kendisine harika ihsanlarda bulunulmuştur. Bu konunun Miraç Risalesinde geçen şu ifadeyle yakın alâkası olduğunu düşünüyoruz:
“Mi'rac ise, velayet-i Ahmediyenin (a.s.m.) kerâmet-i kübrâsı, hem mertebe-i ulyâsı olduğundan, risâlet mertebesine inkılâb etmiş.”(1)
Yâni Peygamber Efendimiz (asm.) kulluk vazifelerini o kadar mükemmel yerine getirmişti ki, ondaki bu en ileri kulluk şuuru ve bu velayet hâli miraç mucizesini netice vermişti.
İşte kitap sahibi bir büyük peygamber olarak Davut aleyhisselâmın da ilahi emirlere itaatteki hassasiyeti ve mükemmeliyeti ondan böyle büyük bir mucizenin zuhur etmesine sebep olmuştu.
Öte yandan, demiri yumuşatması bir mucize olmakla birlikte, bu mucize ile kendisine verilen imkânı kullanarak gömlek şeklinde zırhlar imal etmiş, bu konuda kendisine hususi bir kabiliyet verilmişti.
"Şanım hakkı için biz Davud'a tarafımızdan bir fazilet vermiştik. 'Ey dağlar! Onunla beraber tesbihte bulunun.' (dedik). Kuşlara da (böyle emrettik). Ve onun için demiri yumuşattık." (Sebe’, 34/10)
Bu ayette insanların kendi maişetlerini temin etmek üzere sanat öğrenmelerine bir teşvik de vardır. Nitekim bir hadis-i şerifte şöyle buyurulmuştur:
“İnsanın yediğinin en güzeli kendi kazandığıdır. Allah’ın peygamberi Dâvûd da kendi el emeğini yerdi.” (Buhârî, Büyû, 15)
1) bk. Sözler, Otuz Birinci Söz.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü