İkinci Makam, Mukaddime
İçerikler
-
Sanat harikalarının başlangıçlarının peygamberlerin mu’cizelerine dayandığı ifade ediliyor. Acaba; lisanların, yazının, ateşin ve sâir izahını yapamadığımız inkişafların kaynağı da peygamberlere mi dayanıyor?
-
"Peygamberlere mutlak olarak ittibaa emrediyor." ifadesini nasıl anlamalıyız? Zira asırlar değiştikçe şeriatlar da değişmektedir. Bu durumda peygamberlere mutlak mânada ittiba nasıl olacaktır?
-
"İşte enbiyaların mânevî kemâlâtını bahsetmekle insanları onlardan istifadeye teşvik ettiği gibi, mu'cizâtlarından bahis dahi; onların nazirelerine yetişmeye ve taklitlerini yapmaya bir teşviki işmam ediyor." İzah eder misiniz?
-
Yirminci Söz'de; her bir mu’cizenin aynı zamanda ilmî gelişmelere yol gösteren en son hududu çizdiği şeklinde izahlar yapılıyor. Peki, Peygamberimiz Efendimizin parmaklarından su akması mu’cizesini, bu mânada nasıl değerlendirebiliriz?
-
Hz. İdris (as) terzilerin piridir. O'nun mu'cizatı da terzilik nevinden midir?
-
"Evet, mu’cizât-ı enbiyayı zikretmesiyle, fen ve san’at-ı beşeriyenin nihâyet hududunu çiziyor. En ileri gayatına parmak basıyor. En nihâyet hedeflerini tayin ediyor..." İzah eder misiniz, mucizeler bilimsel olarak gerçekleşebilir mi?
-
"Mu'cizât-ı enbiyâyı zikretmesiyle fen ve san'at-ı beşeriyenin nihâyet hududunu çiziyor,.. Beşerin arkasına dest-i teşviki vurup, o gayeye sevkediyor." Buna göre, insanlar fen sahasında çok ileri giderek canlı bir şey yapabilirler mi?
-
"Zaman-ı mâzi, zaman-ı müstakbel tohumlarının mahzeni ve şuunatının âyinesi olduğu gibi; müstakbel dahi mâzinin tarlası ve ahvâlinin âyinesidir." cümlesini açıklar mısınız?
-
"Hazret-i Süleyman Aleyhisselâm'ın bir mu'cizesi olarak teshîr-i havayı beyan eden: وَ لِسُلَيْمنَ الرِّيحَ غُدُوُّهَا شَهْرٌ وَرَوَاحُهَا شَهْرٌ" âyetinin meali hakkında bilgi verir misiniz?
-
"Hazret-i Süleyman, bir günde havada tayeran ile iki aylık bir mesafeyi kat'etmiştir." Süleyman Aleyhisselâm’ın başka mu’cizeleri var mıdır?
-
"Hazret-i Süleyman, bir günde havada tayeran ile iki aylık bir mesafeyi kat'etmiştir." Süleyman Aleyhisselâmın bu mu’cizesi, fennin varabileceği nihaî noktayı göstermesi açısından nasıl değerlendirilebilir?
-
"Süleyman (as)'ın, Belkıs'ın tahtını iki aylık mesafeden getirtmesi,.." ifadesindeki iki aylık mesafe ne kadardır? Bu mu’cizenin nihâyet hududu çizmesini nasıl anlamalıyız?
-
"Ey insan! Bir abdim, heva-i nefsini terk ettiği için havaya bindirdim." Buradaki "heva-i nefsini terk ettiği için" ne demektir?
-
"Ey insan! Bir abdim, hevâ-i nefsini terk ettiği için havaya bindirdim. Siz de nefsin tembelliğini bırakıp..." Bu gibi keşiflere niçin ekseriyetle ecnebiler vesile oluyorlar? Bu başarıları, onlara Allah indinde bir makbuliyet kazandırır mı?
-
"Nefsin tembelliğini bırakıp bazı kavânîn-i âdetimden güzelce istifade etseniz, siz de binebilirsiniz." İzah eder misiniz?
-
"Mâdem bana itimad eden bir abdimin eline öyle bir asâ veriyorum ki: Her istediği yerde âb-ı hayatı onunla çeker." Cenâb-ı Hak, Mûsâ Aleyhisselâm’ın su ile alâkalı mu’cizesini nazara verirken neden onu "itimad eden bir abdim" diye tavsif ediyor?
-
"Ondan daha ileri, nihâyât ve gayât-ı hududunu çizmiştir..." Mûsâ Aleyhisselâmın mu’cizâtına işaret eden âyet, terakkiyatın “gayat-ı hududunu” nasıl çiziyor?
-
"Hazret-i İsâ Aleyhisselâm'ın mu'cizesine dair: وَاُبْرِئُ اْلاَكْمَهَ وَاْلاَبْرَصَ وَاُحْيِى الْمَوْتَى بِاِذْنِ اللّهِ " Bu âyetin izahını yapar mısınız?
-
"Kur'ân, Hazret-i İsâ Aleyhisselâm'ın nasıl ahlâk-ı ulviyesine ittibâa beşeri sarihan teşvik eder." Kur’ân’ın, beşeri teşvik ettiği İsâ Aleyhisselâm’ın “ulvî ahlâkı” nedir?
-
"Ölüme de muvakkat bir hayat rengi vermek mümkündür." İfadesiyle kastedilen bitkisel hayat olabilir mi? Beyin ölümü gerçekleşmiş bir hastanın fişini çekmek caiz midir?
-
"Ölüme de muvakkat bir hayat rengi vermek mümkündür." cümlesini açıklar mısınız?
-
Allah için dünyayı terk edene, maddî ve manevî dertlerin ilacı nev’inden bir nimet bahşedilmesi, İsâ Aleyhisselâm’a mı mahsustur? Yoksa genel bir kaide olarak düşünülebilir mi?
-
"Ölmüş gibi hastalara şifa verilmesi" tabiri, hastaların tamamen ölmediğini hatıra getiriyor. O zaman ölüleri diriltmek nasıl oluyor?
-
İsâ Aleyhisselâm’a verilen tıpla alâkalı mu’cizeye insanları yaklaştırmak için, “hikmet eczahanesi” tabiri tercih edilmiştir. Bu ifadeyi açabilir misiniz?
-
"وَاُبْرِئُ اْلاَكْمَهَ وَاْلاَبْرَصَ وَاُحْيِى الْمَوْتَى بِاِذْنِ اللّهِ İşte beşerin tıp cihetindeki şimdiki terakkiyatından çok ilerideki hududunu, şu âyet çiziyor ve ona işaret ediyor ve teşvik yapıyor." İzah eder misiniz?
-
“Hazret-i Dâvud Aleyhisselâm hakkında: وَاَلَنَّا لَهُ الْحَدِيدَ ٭ وَآتَيْنَاهُ الْحِكْمَةَ وَفَصْلَ الْخِطَابِ Hazret-i Süleyman Aleyhisselâm hakkında: وَاَسَلْنَا لَهُ عَيْنَ الْقِطْرِ âyetleri işaret ediyorlar..." izah eder misiniz?
-
Dâvud Aleyhisselâma verilen hikmete mazhar olabilmek için "evamir-i teklifiyeye itaat" şartı nazara veriliyor. Bu hususu nasıl anlamalıyız?
-
Dâvud Aleyhisselâmın "lisanındaki hikmet" ne demektir?
-
"Ve eline de öyle bir san’at verdim ki, elinde balmumu gibi demiri her şekle çevirir,.." cümlesinin geçtiği yeri açar mısınız?
-
"Evâmir-i tekviniyeme itaat etseniz, o hikmet ve o san'at, size de verilebilir; mürûr-u zamanla yetişir ve yanaşabilirsiniz." ne demektir?
-
"Âyette nühas, 'kıtr' ile tâbir edilmiş." Âyette nühasın “kıtır” ile tabir edilmesinin bir hususiyeti var mıdır?
-
Neml Sûresi 39 ve 40. Âyetinin meali ile, Belkıs kavmi ve taht-ı Belkıs hakkında bilgi verir misiniz? Tahtı getiren şahıs kimdir?
-
Süleyman Aleyhisselâm’ın "lisan-ı ismet"le istemesine karşılık, insanların da "lisan-ı istidat"la taleplerinden söz edilmektedir. Bunları mukayeseli bir şekilde açabilir misiniz?
-
"Demek; taht-ı Belkîs Yemen'de iken, Şam'da aynıyla veyahut sûretiyle hâzır olmuştur, görülmüştür. Elbette taht etrafındaki adamların sûretleri ile beraber sesleri de işitilmiştir." Bu konu hakkında ilmî bir izah yapabilir misiniz?
-
Belkıs’ın tahtının Şam’da aynen veya sûreten hâzır bulunduğu ifade edilmektedir. Acaba mu’cize olan veya kastedilen bunlardan hangisidir?
-
"Ey ehl-i saltanat! Adâlet-i tâmme yapmak isterseniz; Süleymanvâri, rûy-i zemini etrafıyla görmeye ve anlamaya çalışınız." Asrımızda adâletle hükmetmeye yardımcı ne gibi imkânlar ve teknolojik gelişmeler ortaya konulmuştur?
-
"Her bir insana, fıtraten, zemine bir hâlife olmak kabiliyetini vermişim. Elbette o kabiliyete göre rûy-i zemini görecek ve bakacak, anlayacak istidâdını dahi vermesini..." İzah eder misiniz?
-
"Maddeten erişemezse de ehl-i velâyet misillü, mânen erişebilir." Bu hususiyetlere, maddeten olmasa da manen erişebilmesi ne demektir?
-
"Vazife-i ubûdiyetinizi unutmamak şartıyla öyle çalışınız ki, rûy-i zemini, her tarafı her birinize görülen ve her köşesindeki sesleri size işittiren bir bahçeye çeviriniz..." Devamıyla izah eder misiniz?
-
Süleyman Aleyhsisselâm’a cinlerin ve şeytanların musâhhar edilmesi gibi; Allah’ın “emirlerine musâhhar” olunduğunda o kullara da bu imkânın verileceği ifade ediliyor. Bunu nasıl anlamalıyız?
-
"Yerin, insandan sonra zîşuur olarak en mühim sekenesi olan cin, insana hizmetkâr olabilir." Hz. Ali ifrit istedikten sonra verilmiş mi? Şerir olan cin, nasıl korumak için hizmet eder?
-
Şeytanların insana musahhar olabileceği hakikatını nasıl anlamalıyız?
-
"İşte, beşerin, san’at ve fennin imtizacından süzülen, maddî ve mânevî fevkalâde hassasiyetinden tezahür eden ispirtizma gibi celb-i ervah ve cinlerle muhabereyi..." Sanat ve fenden tezahür eden hassasiyetle, ne demektir, izah eder misiniz?
-
"İşte beşerin, sanat ve fennin imtizâcından süzülen, maddî ve manevî fevkalâde hassasiyetinden tezahür eden ispirtizma,.." diye başlayan paragrafı izah eder misiniz?
-
"Kendine emvat namını veren cinler" ifadesini nasıl anlamalıyız; bunlar kimlerdir, özellikleri nelerdir?
-
"Belki tılsımat-ı Kur´aniye ile onları teshir etmektir." ifadesiyle cinlerin teshir edilebileceği ifade edilmiştir. Bu tılsımatla kastedilen nedir?
-
Süleyman Aleyhisselâm’ın “ifritler”inden maksat nedir. Onların “celb ve teshiri” ne mânâya gelmektedir? Metinde geçen âyet-i kerîmeleri kısaca açıklar mısınız?
-
Vahiy sadece peygamberlere geldiği halde, nasıl oluyor da Hz. Meryem’e Cebrail (as) vasıtasıyla vahiy geliyor?
-
"Muhyiddin-i Arabî gibi zâtlar ki, istediği vakit ervâh ile görüşen bir kısım ehl-i velâyet misillü,.." Muhyiddin-i Arabî gibi zevatın ruhlarla irtibatı hakkında bilgi verir misiniz?
-
"Sanat ve fünûn-u hafîyenin en ileri hududunu çiziyor ve en güzel sûretini gösteriyorlar." "Funûn-u hafiye" ne demektir? Kur’ân sanatın ve funûn-u hafiyenin nihaî hududunu nasıl çizmektedir?
-
"Hazret-i Dâvud Aleyhisselâm'ın mu'cizelerine dair اِنَّا سَخَّرْنَا الْجِبَالَ مَعَهُ يُسَبِّحْنَ بِالْعَشِىِّ وَاْلاِشْرَاقِ delâlet ediyor." Âyetin mealini vererek kısa bir izahını yapar mısınız?
-
"Hazret-i Dâvud Aleyhisselâm ne söylese, onlar da tekrar ediyorlardı." Sesin mağarada ve dağda yankılanması fizikî bir hâdisedir. Dâvud Aleyhisselâm’ın dağları hakikî olarak konuşturması ve tesbihat yaptırması ne demektir?
-
Her bir dağın bir şahs-ı manevîsinin olduğu ne mânâya geliyor? O şahs-ı manevînin o dağa göre birer tesbih ve ibâdetinin olması ne demektir?
-
"عُلِّمْنَا مَنْطِقَ الطَّيْرِ*وَالطَّيْرَ مَحْشُورَةً cümleleriyle Hazret-i Dâvud ve Süleyman Aleyhimesselâm'a, kuşlar envâının lisanlarını,.." Buradaki âyetler hakkında kısaca bilgi verir misiniz?
-
"Çekirge âfetinin istilâsına karşı, çekirgeyi yemeden mahveden sığırcık kuşlarının dili bilinse ve harekâtı tanzim edilse, ne kadar faideli bir hizmette ücretsiz olarak istihdam edilebilir." İzah eder misiniz?
-
İnsanları bu mu’cizenin hakikatine yaklaştırmak için "mahlûkatın dizginleri elinde olan Allah'a râm olma" şartı getirilmektedir. Burada geçen "râm olmayı" nasıl anlamalıyız?
-
"Manasız bir eğlence hükmünde olan fonoğraf işlettirmek, güvercinlerle oynamak, mektub postacılığı yapmak, papağanları konuşturmaya bedel,.." Devamı ile birlikte açıklar mısınız?
-
"Hem meselâ: Hazret-i İbrahim Aleyhisselâm'ın bir mu'cizesi hakkında olan قُلْنَا يَا نَارُ كُونِى بَرْدًا وَسَلاَمًا عَلَى اِبْرَاهِيمَ âyetinde..." İbrahim Aleyhisselâm’ın mu’cizesi ile alâkalı olan âyet hakkında bilgi verir misiniz?
-
"Ateş dahi, sâir esbâb-ı tabiiye gibi kendi keyfiyle, tabiatıyla, körü körüne hareket etmiyor." Ateşin, körü körüne hareket etmemesi ne demektir? Yâni; ateş ayrı, yakıcılığı ayrı bir özellik midir?
-
"Nâr-ı beyza halinde ateşin bir derecesi var ki; harareti etrafına neşretmiyor ve etrafındaki harareti kendine celbettiği için, şu tarz bürudetle, etrafındaki su gibi mayi şeyleri incimad ettirip, manen bürudetiyle ihrak eder." Nâr-ı beyza nedir?
-
Cehennemin, "Ateşin bütün derecatına ve envâına şamil olması" ne demektir?
-
Cehennem ateşini söndürecek iki özelikten biri "iman" (manevî madde), diğeri "İslâmiyet" (zırh) olarak ifade ediliyor. İkisi arasındaki farkı ve benzetmelerin hikmetini açıklar mısınız?
-
Beşerin bulduğu "ateşe dayanıklı madde" hakkında bilgi alabilir miyiz?
-
"Şu âyet ise, ona mukabil, bak, ne kadar ulvî, lâtif ve güzel ve ebede kadar yırtılmayacak, Hanîfen Müslimen destgâhında dokunacak bir hulleyi gösteriyor." Neden "Hanifen Müslimen" tezgâhı deniliyor? İzah eder misiniz?
-
"Hanifen müslimen tezgâhında dokunacak bir hulle" ne mânaya gelmektedir?
-
" وَعَلَّمَ آدَمَ اْلاَسْمَاءَ كُلَّهَا Hazret-i Âdem Aleyhisselâm'ın dâvâ-yı hilâfet-i kübrâda mu'cize-i kübrâsı, talim-i esmâdır." Bu âyetin tamamının mealini verir misiniz?
-
Bütün peygamberlerin mu’cizelerinin tamamına Âdem Aleyhisselâm’ın “talim-i esmâsı” nasıl işaret ediyor? Ayrıca; “talim-i esmâ mu’cizesi”nin umum kemâlât ve terakkiyât-ı beşeriyenin nihâyetlerine ve ileri hedeflerine sarahate yakın işaret etmesinin izahı?
-
Âdem Aleyhisselâm’ın evladı ve istidadının varisi olan insanların mertebe-i emanet-i kübrâda bütün mahlûkata karşı rüçhaniyet ve liyakatlerinin gösterilmesi bütün esmâyı “taallüm” etmeleriyle irtibatlandırılıyor. Bu hususu nasıl anlamalıyız?
-
Âdem Aleyhisselâm için "talim", insanlar için ise, "taallüm" tabirlerinin kullanılmasının hikmeti nedir?
-
Bütün mahlûkatın insanlara musâhhar olabilmesi için; "İnsanların ileri atılması ve Allah’ın birer ismine yapışması" şartı getirilmiştir. İzah eder misiniz?
-
"Maddî terakkiyatın içerisinde mânevî bir sukut” olmaması için ilim adamları nasıl bir yol takip etmelidirler; esas gayeleri ne olmalıdır?
-
"Fünun ve kemalâtınızın menbaları ve hakikatları olan esma-i Rabbaniyeme çıkasınız ve o esmanın dûrbîniyle, kalbinizle Rabbinize bakasınız." Fenlerle, esma-i ilahiyye daha mı iyi anlaşılmaktadır?