"Demek, daire-i esbab, hükûmetin kalem dairesi hükmündedir ki, yukarıdan gelen emirlerin tebliğatı o daireden yapılıyor." İzah eder misiniz, “kalem dairesi” ne demektir?
Değerli Kardeşimiz;
Kalem dairesi, devlet dairelerinde kararları tebliğ eden sekreterlere verilen bir isimdir. Mesela, Bakan bir karar alır, kalem dairesi de bu kararı bakanlığa bağlı müdürlüklere tebliğ edip duyurur.
Kâinattaki sebepler de sünnetullah kanunlarını tebliğ eden kalem dairesi gibidir. Mesela, Allah bir fıtrat kanunu olarak suya ‘kaldır’ emrini veriyor, su da bu emri, gemileri kaldırarak yerine getiriyor. Aslında gemileri batırmadan yüzdüren İlahî kudrettir. Su ise sadece zahirî ve basit bir sebeptir.
Maddeci felsefe, basit, şuursuz, kör ve sağır sebeplere hâşâ ilahlık vasfı veriyor; “madde, tabiat ve sebepler icat ediyor” iddiasında bulunuyorlar. Onlara göre meyveyi yapan ağaç, gemileri yüzdüren sudur. Hâlbuki karar kudret ve irade sahibinden çıkar, onu tebliğ eden memurdan değil. Sebepler İlahî kudretin verdiği kararları tebliğ eden memurlardır, kararı veren merci değildirler.
Bütün kâinatın tedbir ve dizgini Allah’ın sonsuz kudretinin elindedir. Evet, toprak, hava, su ve güneş eşyanın vücuda gelmesinde birer sebeptirler. Birinin olmaması halinde istenen maksat hâsıl olmaz. Ancak o neticeler o âdi sebeplerin işi değildir. Küçük bir ceviz için koca bir ağacı vesile kılan Allah, ince bir telden kavun, karpuz ve kabak gibi nice sebze ve meyveleri yaratmaktadır. Tohum ekmeden buğday elde edilmez ama buğdayın meydana gelmesi de şuursuz toprağın işi değildir. Bir mısır tanesinden yüzlerce mısır yaratmak Allah’a hastır.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü