Habbe
İçerikler
-
"Ben tevhid meyveleriyle yüklü bir ağaç dalıyım. Tevhid incileriyle dolu bir denizin damlasıyım." ifadesi kime aittir, Habbe Risalesi'nin başında zikredilmesinin hikmeti ne olabilir?
-
"Âleme büyük bir kitab nazarıyla bakılırsa, Nur-u Muhammedî (a.s.m.) o kitabın kâtibinin kaleminin mürekkebidir. Eğer o âlem-i kebîr, bir şecere tahayyül edilirse, Nur-u Muhammedî hem çekirdeği, hem semeresi olur." İzah eder misiniz?
-
"Eğer pek güzel şaşaalı bir cennet bahçesi tahayyül edilirse, nur-u Muhammedî onun andelîbi olur. " Peygamber Efendimizin cennet bülbülüne benzetilmesini açar mısınız?
-
"O yüksek saraya nâzır ve münâdi ve teşrifatçı olur." cümlesini izah eder misiniz?
-
"Hilkat şeceresinin semeresi insandır. Malûmdur ki, semere bütün eczânın en ekmeli ve kökten en uzağı olduğu için, bütün eczânın hâsiyetlerini, meziyetlerini hâvidir. Ve keza, hilkat-i âlemin ille-i gaiye hükmünde olan çekirdeği yine insandır." İzahı?
-
"Sonra, o şecerenin semeresi olan insandan bir tanesini şecere-i İslâmiyete çekirdek ittihaz etmiştir. Demek o çekirdek, âlem-i İslâmiyetin hem bânisidir, hem esasıdır hem güneşidir. Fakat o çekirdeğin çekirdeği kalbdir..." Devamıyla izah eder misiniz?
-
“Kalbin ihtiyacat saikasıyla âlemin enva’ıyla, eczasıyla pek çok alâkaları vardır. Esmâ-i hüsnanın bütün nurlarına ihtiyaçları vardır.” cümlesini açar mısınız?
-
"Ve keza o kalbin öyle bir kabiliyeti vardır ki, bir harita veya bir fihriste gibi bütün âlemi temsil eder. Ve Vâhid-i Ehad'den başka merkezinde bir şeyi kabul etmiyor. Ebedî, sermedî bir bekadan maada bir şeye razı olmuyor." İzah?
-
"İnsanın çekirdeği olan kalb, ubudiyet ve ihlâs altında İslâmiyetle iska edilmekle imanla intibaha gelirse, nurânî, misâlî âlem-i emirden gelen emirle öyle bir şecere-i nurânî olarak yeşillenir ki, onun cismânî âlemine ruh olur." İzah eder misiniz?
-
"Eğer o kalb çekirdeği böyle bir terbiye görmezse, kuru bir çekirdek kalarak nura inkılâp edinceye kadar ateş ile yanması lâzımdır." cümlesini izah eder misiniz?
-
"Ve keza o habbe-i kalb için, pek çok hizmetçi vardır ki, o hâdimler kalbin hayatıyla hayat bulup inbisat ederlerse, kocaman kâinat onlara tenezzüh ve seyrangâh olur." İzah eder misiniz?
-
"Umumî âlemde her insanın hususî bir âlemi vardır. Bu hususî âlemler, umumî âlemin aynıdır. Yalnız umumî âlemin merkezi şemstir. Hususî âlemlerin merkezi ise şahıstır." İzah eder misiniz?
-
"Kalbin kasâvetinden bir zerre, senin şahsî âleminin bütün yıldızlarını küsufa tutturur." Âlemimizdeki yıldızlar nedir, izah eder misiniz?
-
"Otuz seneden beri iki tâğut ile mücadelem vardır. Biri insandadır, diğeri âlemdedir. Biri enedir, diğeri tabiattır..." Devamıyla izah eder misiniz?
-
"İ’lem eyyühe’l-aziz! Dünyada sana ait çok emirler vardır. Amma ne mâhiyetlerinden ve ne âkıbetlerinden haberin olmuyor..." devamıyla izah eder misiniz?
-
"Binaenaleyh, Malik-i Hakikinin daire-i emrinden hariç o vücuda karıştığın zaman zarar vermiş olursun: ümitsizliği intaç eden hırs gibi..." Ümitsizliği intaç eden hırsı nasıl anlamalıyız?
-
"Biri de belâ ve musibetlerdir. Bunlar zâildir, devamları yoktur. Zevalleri düşünülürse, zıtları zihne gelir, lezzet verir." İzah eder misiniz?
-
"Dünyanın âkıbeti ne olursa olsun, lezâizi terk etmek evlâdır. Çünkü âkıbetin ya saadettir; saadet ise şu fâni lezâizin terkiyle olur. Veya şekavettir." ifadesini izah eder misiniz?
-
"Lezzetleri terk etmek evladır." cümlesi ile "Şükür etmek için lezzetler takip edilebilir." cümlesini nasıl tevfik edebiliriz?
-
"Lezaizin zevaliyle vukua gelen hususi ve mukayyet ademlerden, adem-i mutlakın elim elemleri her dakikada hissediliyor." Hususi ve mukayyet ademlerden maksat nedir, izah eder misiniz?
-
"İ’lem Eyyühe'l-Azîz! Merâyı tecavüz eden koyun sürüsünü çevirtmek için çobanın attığı taşlara musâb olan bir koyun, lisan-ı haliyle..."Devamıyla izah eder misiniz?
-
"Kalb hangi bir şeye el atarsa, bütün kuvvetiyle, şiddetiyle o şeye bağlanır. Büyük bir ihtimam ile eline alır, kucaklar. Ve ebedî bir devamla onunla beraber kalmak istiyor..." İzah eder misiniz?
-
"Kur'ân, semâdan nâzil olmuştur. Ve O’nun nüzûliyle semavî bir mâide ve bir sofra-i İlâhiye de nâzil olmuştur. Bu mâide, tabakât-ı beşerin iştiha ve istifadelerine göre ayrılmış safhaları hâvidir. O mâidenin sathında, yüzünde bulunan..." Devamıyla izah?
-
“Mezkûr âyetin tabaka-i avama ait safhasının arkasında şöyle bir safha da vardır ki: Nur-u Muhammediye'den (asm) yaratılan madde-i aciniyeden, seyyarat ile şemsin o nurun macun ve hamurundan infisal ettirilmesine işarettir.” cümlesini açıklar mısınız?
-
"Nefsin belâhet ve hamâkatine bak ki, bir Rabb-i Muhtar-ı Hakîm tarafından terbiye edildiğini ve o Rabb-i Hakîm'in memlûk ve masnûu olduğunu bildiğine..." Devamıyla izah eder misiniz?
-
"Nefis dâima ızdırablar, kalâklar içinde evhamdan kurtulup tevekküle yanaşmıyor. Hükm-ü Kadere râzı olmuyor..." Devamıyla izah eder misiniz?
-
"Bir şeyin sânii, o şeyin içinde olursa, aralarında tam bir münasebet lâzımdır. Ve masnûatın adedince sânilerin çoğalması lâzımdır. Bu ise muhaldir." cümlelerini izah eder misiniz?
-
"İ’lem eyyühe’l-aziz! Aklın pek garip bir hali vardır. Öyle bir yed-i tûlâ sahibidir ki, bazen kâinatı ihata etmekle kucağına alıyor..." Devamıyla izah eder misiniz?
-
"İ’lem eyyühe’l-aziz! Eğer dünyanın veya vücudun mülkiyeti, zılliyeti sende ise, taahhüt, tahaffuz, korku külfetleriyle nimetlerden lezzet alamazsın, daima rahatsız olursun..." İzah eder misiniz?
-
"İ’lem eyyühe’l-aziz! Âfâkî malûmat, yani hariçten, uzaklardan alınan malûmat, evham ve vesveselerden hâli olamıyor..." Devamıyla izah eder misiniz?
-
"İ’lem eyyühe’l-aziz! Küre-i arzı bir köy şekline sokan şu medeniyet-i sefihe ile gaflet perdesi pek kalınlaşmıştır. Tâdili, büyük bir himmete muhtaçtır..." İzah eder misiniz?
-
"Bir zerre, kocaman şemsi tecelli ile yani in’ikâs itibarıyla istiâb eder, içine alır. Fakat küçücük iki zerreyi bizzat, yani hacimleri itibarıyla içine alamaz..." İzah eder misiniz?
-
"Cam, su, hava, âlem-i misal, ruh, akıl, hayal, zaman ve saire gibi, tecellî-i timsal akislere mahal ve mazhar olan çok şeyler vardır..." Bu i'lemi açar mısınız?
-
"İ’lem eyyühe’l-aziz! Sübhanallah ve elhamdülillâh cümleleri Cenâb-ı Hakkı celâl ve cemâl sıfatlarıyla zımnen tavsif ediyorlar..." Devamıyla izah eder misiniz?
-
"İ’lem Eyyühe’l-Azîz! Dört şey için dünyayı kesben değil, kalben terketmek lâzımdır..." Devamıyla izah eder misiniz?
-
"Dünyanın ömrü kısa olup, süratle zeval ve guruba gider. Zevalin elemiyle, visalin lezzeti zeval buluyor." İzah eder misiniz?
-
"Lezzeti nisbetinde elemi de vardır." cümlesini, "Allah sizin hakkınızda kolaylık ister zorluk istemez." gibi âyetlerle birlikte nasıl değerlendirebiliriz?
-
"İ’lem eyyühe’l-aziz! 'Geceye benzeyen gençliğim zamanında gözlerim uyumuş idi. Ancak ihtiyarlık sabahıyla uyandım.' mealinde..." Devamıyla izah eder misiniz?
-
"Yarı buçuk uykuda bulunan insanları nasıl ikaz edebilir?" cümlesini nasıl anlamalı, yarı buçuk uyku ne demektir?
-
"Ey uykuda iken kendilerini ayık zannedenler! Umûr-u diniyede müsamaha veya teşebbühle medenîlere yanaşmayın. Çünkü aramızdaki dere pek derindir; doldurup hatt-ı muvasalayı temin edemezsiniz." ifadesini açıklar mısınız?
-
"Mâsiyetin mahiyetinde, bilhassa devam ederse, küfür tohumu vardır. Çünkü o mâsiyete devam eden, ülfet peyda eder... Terkine imkân bulamayacak dereceye gelir." İzah eder misiniz?
-
"İ’lem eyyühe’l-aziz! Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyânın i’câz ve belâgatine dair Lemeat nâmındaki eserimde izah edilen bazı lem’aları dinleyeceksin..." Buradaki ilk dokuz maddeyi açar mısınız?
-
"Kur’ân-ı Mu’cizü’l-Beyânın i’câz ve belâgatine dair Lemeat nâmındaki eserimde izah edilen bazı lem’aları dinleyeceksin..." Buradaki son beş maddeyi açar mısınız?
-
"İ’lem eyyühe’l-aziz! Fıtrat-ı insaniyenin garip bir hali, gaflet zamanında letâif ile havâssın hükümlerini, iltibas ile birbirine benzetir, tefrik edemez..." Devamıyla izah eder misiniz?
-
"Eşyada esas bekadır, adem değildir. Hattâ ademe gittiklerini zannettiğimiz kelimat, elfaz, tasavvurat gibi serîüzzeval olan bazı şeyler de ademe gitmiyorlar..." İzah eder misiniz?
-
"Kabir, âlem-i âhirete açılmış bir kapıdır. Arka ciheti rahmettir, ön ciheti ise azaptır. Bütün dost ve sevgililer o kapının arka cihetinde duruyorlar... Dünya kazûratından temizlenmek üzere bir gusül lâzımdır." Bu ifadeleri izah eder misiniz?
-
"Eğer İmam-ı Rabbani Ahmed-i Farukî bugün Hindistan'da hayattadır diye ziyaretine bir davet vuku bulsa, bütün zahmetlere ve tehlikelere katlanarak ziyaretine gideceğim..." Ölüm bir rahmet ve sevdiklerimize dostlarımıza kavuşmak mıdır?
-
"Her şey kaderle takdir edilmiştir. Kısmetine râzı ol ki, rahat edesin." İzah eder misiniz?
-
"Âhirette seni kurtaracak bir eserin olmadığı takdirde, fâni dünyada bıraktığın eserlere de kıymet verme!" İzah eder misiniz?
-
"İ’lem Eyyühe'l-Azîz! Sübhanallah, Elhamdülillah, Allahu Ekber; bu üç mukaddes cümlenin faidelerini ve mahall-i istîmallerini dinle..." Tesbih, hamd ve tekbir konularında bilgi verir misiniz?
-
"İ’lem eyyühe’l-aziz! İnsan, seyyiatıyla Allah’a zarar vermiş olmuyor. Ancak nefsine zarar eder..." Devamıyla izah eder misiniz?
-
"İ'lem Eyyühel-Aziz! Allah'a tevekkül edene Allah kâfidir. Allah, kâmil-i mutlak olduğundan lizâtihî mahbubdur..." Devamıyla izah eder misiniz?
-
"Allah, Ganiyy-i Muğnîdir; her şeyin anahtarı Ondadır. Bir insan Allah’a hâlis bir abd olursa, Allah’ın mülkü olan kâinat, onun mülkü gibi olur." Burada geçen "Ganiyy" ve "Muğni" arasındaki farkı izah edebilir misiniz?
-
"Bir insan Allah’a hâlis bir abd olursa, Allah’ın mülkü olan kâinat, onun mülkü gibi olur." İzah eder misiniz?
-
"İ’lem eyyühe’l-aziz! Aklı başında olan insan, ne dünya umurundan kazandığına mesrur ve ne de kaybettiği şeye mahzun olmaz..." Devamıyla izah eder misiniz?
-
"Ölüm sekeratı uyandırmadan evvel uyan!" cümlesini izah eder misiniz?
-
"İ’lem eyyühe’l-aziz! Cenâb-ı Hakka malûm ve mâruf unvanıyla bakacak olursan, meçhul ve menkûr olur..." Devamı ve "taklidî bir sema’" ile izah eder misiniz?
-
"İ’lem eyyühe’l-aziz! Esmâ-i Hüsnânın her birisi ötekileri icmâlen tazammun eder..." Devamıyla genişçe izah eder misiniz?