"Eğer hidayet-i ilahiye yetişse, iman kalbine girse, nefsin firavuniyeti kırılsa, Kitabullah’ı dinlese,.." ifadesini manevi terakkinin basamakları olarak anlayabilir miyiz?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Üstat Hazretleri İşaratü’l-İ’câz’da,

"Hidayet haddizatında büyük bir nimettir, vicdani bir lezzettir ve ruhun cennetidir.”(1)

buyurur. Her hayır gibi bu büyük nimet de Allah’ın elindedir ve bu ulvi nimete ancak onun ihsanıyla erişilir. “Hidayet-i ilahiye yetişse” ifadesi bu manayı ders verir.

Hidayete eren kimsenin kalbine iman yerleşir. Allah’ın kulu olduğunu bilen bir insan, kendi nefis ve hevesine göre değil, Rabbinin rızası dairesinde hareket etmesi gerektiğini bilir. Bu ise “nefsin firavuniyeti”nin kırılmasını netice verir.

İman eden ve nefsinin esaretinden kurtulan bir insan, ayet-i kerimelerde imandan hemen sonra zikredilen “sâlih amelleri” işleme yoluna girer. Bu ise o insanın Kitabullah’ı dinlemesi ve onun emir ve yasaklarına uyması ile gerçekleşir.

1) bk. İşaratü'l-İ'caz, Bakara Suresi, 5. Ayetin Tefsiri.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

BENZER SORULAR

Yükleniyor...