"Ehemmiyetli medar-ı teselli ise, samimi dostlarla görüşmektir." Buradaki "samimi dost" manasını izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
“Aziz, sıddık kardeşlerim;
"Bu dünyanın hayatı pek çabuk değişmesine ve zevâline ve fenâ ve fâni, âkıbetsiz lezzetlerine ve firak ve iftirak tokatlarına karşı bir ehemmiyetli medar-ı teselli ise, samimi dostlarla görüşmektir. Evet, bazen bir tek dostunu bir iki saat görmek için, yirmi gün yol gider ve yüz lirayı sarf eder. Şimdi bu acîp, dostsuz zamanda samimî kırk elli dostunu birden bir iki ay görmek ve Allah için sohbet etmek ve hakikî bir teselli alıp vermek, elbette başımıza gelen bu meşakkatler ve zâyiat-ı mâliye, ona karşı pek ucuz düşer, ehemmiyeti kalmaz. Ben kendim, buradaki kardeşlerimden on sene firaktan sonra bir tekini görmek için bu meşakkati kabul ederdim. Teşekkî, kaderi tenkit ve teşekkür, kadere teslimdir.”(1)
Üstadmız burada kendisi ile birlikte hapse giren talebelerine, hapis musibetini hafifletmek için nasihatte bulunuyor. İçten ve samimi dostlarla görüşmek onlarla hasbihal etmek dünya nimetleri içinde en tatlısı, en şirini ve en güzelidir.
Bizim dışarıda bir araya gelip bu şekilde hasbihal etmemiz pek zor ve pahalı olacaktı, Allah bunu kolay ve masrafsız bir şekilde bizi hapse attırmak ve aynı koğuşta buluşturmak suretiyle bu nimeti bize bahşetti. Meseleye ve hapse girmemize bu nazarla bakmak; bizi hem teselli eder hem de kaderin hükmüne teslim olmamızı temin eder.
“Samimi” ifadesinde şöyle bir nükte bulunuyor. Bizi menfaat ya da başka bir şey için ziyaret edenler ya da dost gibi görünenler, bizim bu hapis sıkıntımızı göze alamaz ve bizden uzak dururlar. Ama samimi dostlarımız bizi sıkıntımızla kabul eder. Halbuki insan sadece samimi dostundan teselli alır ve huzur bulur. Yapmacık dostlar insana huzur değil, sıkıntı verir. Bu hapis musibeti, bizim dostlarımızın samimi olup olmadıklarını ortaya koyan mühim bir mihenktir.
(1) bk. Şualar, On Üçüncü Şua.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü