"Ehl-i Dalalet", "Fasık", "Kâfir" kimlerdir?

Cevap

Değerli Kardeşimiz;

Kâfir

"Kâfirin iki manası vardır:

Birisi ve en mütebadiri, dinsiz ve münkir-i Sâni' demektir. Şu mana ile Ehl-i kitaba ıtlak etmeğe hakkımız yoktur.

İkincisi: Peygamberimizi ve İslâmiyeti münkir demektir. Şu mana ile onlara ıtlak etmek hakkımızdır. Onlar dahi razıdırlar. Lâkin örfen evvelki mananın tebadüründen, bir kelime-i tahkir ve eziyet olmuştur."(1)

Bu izaha göre kâfir denilince ilk akla gelen, Cenab-ı Hakk’ın varlığını inkâr eden, dinsiz ve ateist manasıdır. Aslında bunların ekseri de Kur’an’ın şümullü nurundan istifade etmektedirler. Bunu aşağıdaki ibare izah etmektedir.

"Kur'an-ı Hakîm'in küffarlar hakkında da bir nevi cihet-i rahmeti vardır ki; hayat-ı dünyeviyeyi onlara cehennem olmaktan bir derece kurtarıp bir nevi şekk vererek, şekk ile yaşıyorlar. Yoksa âhiret cehennemini andıracak bu dünyada dahi manevî bir cehennem azabı çekeceklerdi ve intihara mecbur olacaklardı."(2)

Kâfirlere veya gayri müslimlere kâfir diye hitap etmenin faydası yoktur, zararı vardır. Çünkü:

"Eziyettir. Eziyetten nehiy var. مَنْ اَذٰى ذِمِّيّاً…الخ

Daire-i itikadı, daire-i muamelâta karıştırmaya mecburiyet yoktur."(3)

"Dine imale etmek ve iltizama teşvik etmek ve vazife-i diniyelerini ihtar etmekle dine hizmet olur. Yoksa dinsizsiniz dese, onları tecavüze sevketmektir."(4)

Risale-i Nurlarda kullanılan kâfir hitabı, küffarın küfür sıfatının şahs-ı manevisine karşıdır.

Fâsık

"Fısk; haktan udûl, ayrılmak, hadden tecavüz, hayat-ı ebediyeden çıkıp terketmektir. Fıskın menşei; kuvve-i akliye, kuvve-i gazabiye, kuvve-i şeheviye denilen üç kuvvetin ifrat ve tefritinden neş'et eder."(5)

Fasıkın en bilinen manası günahkâr demektir. Günahı açıktan veya gizliden devamlı işleyen, kebairi terk etmeyen veya sağairde (küçüklerde) ısrar edendir. Günahı açıktan utanmadan işleyene fasık-ı mütecahir denilir. Bu kötü ameller terk edilirse, bu kötü vasıflar da zihinden kaldırılır. Yani eski amellerinden dolayı fasık denilmez. Günahları Settar ismine muvafık olarak örtülür.

Fasık tabiri Müslim ve gayri müslime ıtlak edilebilir. Bunu aşağıdaki ifadelerden anlıyoruz:

"Fâsıkımız Başka Fasıka Benzemez... Ahlâkımız Dinimizle Kâimdir

Bizde biri fâsıksa, gâliben ahlâksızdır; ekser vicdansız olur. Zira bir arzu-yu şerri, vicdanındaki imanın sadâsını,

İskâtla susturmakla, inkişaf edebilir. Demek o şahs-ı fâsık; vicdanını kalbini, birden bire sarsmadan, hem mâneviyatını,

İstihfaf, iskât etmeden, tam bir ihtiyarla, serbest şerri işlemez. "(6)

Ehl-i Dalalet

Dalalet doğru yoldan sapmayı ifade eder. Manası tüm sapmalara şamildir. Bu mana ile küfür ve fıskda devam edenler ehl-i dalalet olmakla beraber, dini hayatı bırakıp sadece dünyevi hayatı esas alanlar, kâfir veya fâsık olmasalar dahi daha hafif mana ile bu kavrama girerler. İstikametini muhafaza çalışan küfre girmemek ve fıskta ısrar etmemek şartıyla ehl-i dalalet değildir. Fakat yapılan gayrimeşru olan fiil dalalettendir. Sahibi ehl-i dalalet değildir.

"İnsan nisyandan alındığı için, nisyana mübteladır. Nisyanın en kötüsü de nefsin unutulmasıdır. Fakat hizmet, sa'y, tefekkür zamanlarında nefsin unutulması, yani nefse bir iş verilmemesi dalalettir."(7)

İfadesi buna misal olabilir.

Dipnotlar:

(1) bk. Münazarat.
(2) bk. Lem'alar, On Üçüncü Lem'a.
(3) bk. Münazarat.
(4) bk. Sünuhat.
(5) bk. İşaratü'l-İ'caz, Bakara Suresi 26-27. Ayetlerin Tefsiri.
(6) bk. Asar-ı Bediiyye, Lemeat, s. 635.
(7) bk. Mesnevi-i Nuriye, Şule.

Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü

Yazar:
Kategorileri:
E
Okunma sayısı : 7.643
Sayfayı Word veya Pdf indir
Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yükleniyor...