"Elhasıl, her bir zerreden, üç pencere Şems-i Ezelînin nur-u vahdaniyetine ve vücub-u vücuduna açılır." Bu pencereleri izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"BİRİNCİ PENCERE: Her bir zerre, bir nefer gibi nasıl ki askerî dairelerinin her birinde, yani takımında, bölüğünde, taburunda, alayında, fırkasında, ordusunda, her birisinde bir nisbeti, o nisbete göre bir vazifesi ve o vazifeye göre nizamı dairesinde bir hareketi olduğu gibi;.."(1)
Atom ile kâinat, doğrudan veya dolaylı olarak birbirleri ile münasebettardır. Atomun bu mükemmel işleri görebilmesi için, ya bütün kâinatı bilen bir ilmi ve gören bir gözü ve hükmeden bir kudreti olduğu kabul edilecek ya da her şeyin sahibi ve maliki olan Allah’ın bir askeri ve bir memuru olarak vazife gördüğü bilinecektir. Birinci şık akıldan bin derece uzak olduğuna göre, o atomu istihdam eden Allah’tır.
İkinci Pencere'de de benzer bir mana ile hava zerrelerinin girdiği her bünyede, sanki orayı çok iyi tanıyor gibi hareket edip, o girdiği sistemlere faydalı bir parça olması, zerrenin bu işi kendi başına yapmasının ise mümkün olmadığı ders veriliyor. Hava zerresi elmanın bünyesine girince, elmaya faydalı bir unsur olurken, aynı hava zerresi bir çiçeğin bünyesinde de aynı tavrı göstermesi, bu işi onun yapmadığı mânasına geliyor. Çünkü elma ile çiçeğin yapısı birbirinden çok farklıdır.
Aklı ve şuuru olmayan bir hava zerresinin, her iki bünyede de mükemmel bir ustalıkla iş görmesi, Allah’ın sonsuz kudretini ve muhit ilmini göstermektedir.
Üçüncü Pencere'de de birbirinden farklı milyonlarca türlerin, basit şeylerden icat edilmesi nazara veriliyor. Evet, milyonlarca bitki ve hayvan türünün karbon, azot, oksijen ve hidrojen gibi cansız elementlerden icat edilmesi, başlı başına bir mu’cize ve bir sanat hârikası olup, Allah’ın sonsuz ilmini, mutlak iradesini ve nihayetsiz kudretini güneş gibi göstermektedir. Şayet bu hârika işler Cenâb-ı Hakk'a verilmezse, toprağın zerreleri adedince İlâhların kabul edilmesi lâzım gelir. Bu ise, bin defa muhal içinde muhaldir.
Birinci Pencere’nin izahında bedende vazife yapan zerreleri temsilen gözdeki bir zerre misal alınmış, İkinci Pencere’de hava zerresi, Üçüncü Pencere'de de toprak zerresi üzerinde durulmuştur.
İnsan birkaç farklı işi yapmaktan âciz iken, bir zerre nasıl oluyor da her varlıkta mükemmel olarak vazife yapabiliyor?!. İnsan vücudunu bir bina olarak düşündüğümüzde, akciğerde, karaciğerde, beyinde, gözde, kanda, tırnakta vazife alan zerrelerin her birinin bu varlıklarda iş görecek kabiliyette olduklarını kabul etmek gerekecektir.
1) bk. Sözler, Yirmi İkinci Söz, İkinci Makam.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü