"Emellerini tahakkuk ettiren, ibadettir." cümlesini izah eder misiniz?
Değerli Kardeşimiz;
"İbadetin şahsî kemâlâta sebep olduğunun izahı: İnsan, cismen küçük, zayıf ve âciz olmakla beraber, hayvanattan addedildiği halde, pek yüksek bir ruhu taşıyor. Ve pek büyük bir istidada mâliktir. Ve hasredilmeyecek derecede meyilleri vardır. Ve gayr-ı mütenahi emeller sahibidir ve addedilemez fikirleri vardır. Ve gayr-ı mahdud şeheviye ve gadabiye gibi kuvveleri vardır. Ve öyle acaip bir yaratılışı vardır ki, sanki bütün envâ ve âlemlere fihriste olarak yaratılmıştır."
"İşte, böyle bir insanın o yüksek ruhunu inbisat ettiren, ibadettir. İstidatlarını inkişaf ettiren, ibadettir. Meyillerini temyiz ve tenzih ettiren, ibadettir. Emellerini tahakkuk ettiren, ibadettir. Fikirlerini tevsi’ ve intizam altına alan, ibadettir. Şeheviye ve gadabiye kuvvelerini had altına alan, ibadettir. Zahirî ve bâtınî uzuvlarını ve duygularını kirleten tabiat paslarını izale eden, ibadettir. İnsanı, mukadder olan kemâlâtına yetiştiren, ibadettir. Abd ile Mâbud arasında en yüksek ve en lâtif olan nisbet, ancak ibadettir. Evet kemâlât-ı beşeriyenin en yükseği, şu nisbet ve münasebettir."(1)
Yukardaki ifadelerde, bir işin oluşabilmesi müteselsil yani zincirleme bir tertibe bağlı olduğu ve bu zincirin bir halkası eksik olduğunda ise sonucun oluşamayacağı ifade ediliyor.
Mesela, bir ekmeğin soframıza gelmesinde tarla, fırın, bakkal vesaire bir sırlama ve tertip söz konusu; bu sıralamadan birisi eksik olsa ekmek soframıza ulaşmaz.
İnsanoğlunun emel ve arzularının oluşup gerçekleşebilmesi için de manevi ve içtimai bir tertip söz konusudur. Bu tertip tahakkuk etmezse insan da emeline ulaşamaz.
İbadet, insanların içtimai ve siyasi hayatını düzene sokan, bir ahlak etrafında toplayan ve insanların birbiri ile arasındaki ilişkileri sağlıklı bir şekilde düzenleyen özel bir formüldür. Şayet ibadet ve ona bağlı olan ahlak ve ahlaka bağlı olan müesses düzen olmazsa insan bir canavara dönüşür ve medeniyet ve kültür üretemez.
Bugün insanlığın oluşturmuş olduğu medeniyet ve teknoloji ibadet ve ahlakın ortak bir ürünü müteselsil bir sonucudur diyebiliriz. Şayet ibadet ve ahlak insanlık içinde kök salmamış olsa idi insanlık vahşi hayvanlardan öteye geçemez ve insanların fıtratındaki emel ve arzular asla tahakkuk etmezdi.
(1) bk. İşaratül İ'caz, Bakara Suresi, 21-22. Ayetlerin Tefsiri.
Selam ve dua ile...
Sorularla Risale Editörü